Son güncelleme 27 Nisan 2024 - 14:46
07 Mar 2018 Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Sürmanşet, Türkiye 0
Bu yazının amacı Müslüman olmayan birini İslam’a davet etmek veya Allah’a inanmayan birine Allah’ı anlatmak değildir. Bilakis Müslüman olduğunu iddia eden kişiye Müslümanlığını hatırlatmaktır. En başta da kendime… İşte bu yolculuğun amacı budur.
Ölüm bir hakikattir. Yeryüzünde bu hakikatin milyarlarca örneği mevcuttur ve toprak da milyarlarca yıl boyunca bu hakikate şahittir. Olmaya da devam ediyor. Can taşıyan her varlık var olduğu andan itibaren yukarıda bahsi geçen hakikate doğru ok gibi ilerlemekte. Lakin bu misalde göz ardı edilmemesi gereken önemli bir detay var. O detay da hedefin kaçınılmaz olarak on ikiden vurulacağı detayıdır. Iska geçme veya milim şaşma söz konusu bile olamaz. Hedef kaçınılmaz olarak on ikiden vurulacak, o kadar. Yani ölüm gerçekleşecek, kaçamayız.
Bu doğmanın, var olmanın, yaşamın bedeli. Doğduysan öleceksin. Doğumundan itibaren geçen her gün seni başlangıçtan biraz daha uzaklaştırmakta ve ölüme doğru adım adım yaklaştırmaktadır. Öyleyse ölümün bir hakikat olduğuna hiç kimsenin itirazı olamaz. Zaten “yok öyle bir şey” diyene akıl sahibi gözüyle bakılamaz.
Bir önerim var. Gelin hep birlikte bu hakikat üzerine bir miktar düşünelim ve henüz vaktimiz varken kendi adımıza bazı dersler çıkartalım. Bu sayfanın herhangi bir yerine düz bir çizgi çekelim.
1 _______________________> 2 Toplanma Yeri
Bu çizginin başladığı yere bir nokta koyun, işte orası sizin doğumunuzu simgeliyor. Çizgi üzerinde biraz ilerledikten sonra bir nokta daha bırakın ve bu yeni noktanın yanına ölüm yazmayı da lütfen unutmayın. Çünkü orası sizin ölüm anınızı temsil ediyor.
Ok fırlatıldı. Şuan iki nokta arasında bir yerlerde ve durmadan ikinci noktaya doğru ilerliyor. Oraya vardığında ise can vermiş olacaksınız. O noktaya iyi bakın.
Canınız mı sıkıldı? Ölümü hatırlamak insanın tadını kaçıran bir şeydir, sıkıntınız o yüzden olsa gerek. Lakin canınızı sıkacak başka bir şey daha söylemek mecburiyetindeyim ki o da; iki nokta arasında bir yerlerde olduğunu söylediğimiz okun nerede olduğunu yani birinci noktaya mı yoksa ikinci noktaya mı daha yakın olduğunu maalesef bilmiyoruz. Yaşımız kaç olursa olsun, sıhhatimiz nasıl olursa olsun, okun ikinci noktaya yakın olmadığını asla iddia edemeyiz. Zira böyle bir iddiada bulunana ahmak denilir. “Be ahmak, bebekken ölen, çocukken ölen, gençken ölen, sapa sağlamken ölen nice insan var toprağın altında. Mezarlıklara bir bak bakalım. Orada nice gençler göreceksin. Henüz on beş, yirmi, yirmi beş yaşında olup ölümü kendisine çok uzak görüyorken son nefesini vermişti hepside.”
Öyleyse yapılacak en mantıklı tercih çizgi üzerinde seyreden okun ikinci noktaya çok daha yakın olduğunu varsayarak ona göre tedbirli olmaktan başka bir şey değildir. Hadi mantıklı olalım ve hiçbir zaman ölümü kendimizden uzakta görmeyelim. Belki yarın, belki yarından da yakın. Gelen her an bizim son anımız olabilir, yani can vereceğimiz o an belki de şuandır, öyle değil mi?
Şimdilik bir anlığına ikinci noktaya vardığımızı düşünelim. Bize bu kadar yakın olan bir şeyin hayalini kurmak bizim için zor olmasa gerek. Sadece cesur ve dürüst olmak yeterli. Düşünelim ki yol tükendi, varış noktasına ulaşıldı, ok hedefe vardı yani bu hayat çizgisinde bize ayrılan sürenin sonuna gelindi. İşte o noktaya iyi bakın…
Yol boyunca birçok şey gördük, geçirdik. Pek çok anımız var yolculuğa dair. Güzergâhımızda ki sayısız kamera tarafından her anımızın kayıt altına alındığını da biliyoruz. O kayıtlar incelenecek ve yolculuğun gereklerine, yolun kurallarına uyup uymadığımız ya da ne kadar uyduğumuz ölçülüp biçilecek. Ölçülmeli de zaten. Hiç kurallara uyan ile uymayan, kuralları tanıyan ile kuralları çiğneyen bir olur mu? “Elbette olmaz” dediğinizi duyar gibiyim. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Kurallara uyan yolcu ödüllendirilirken uymayan ise uymadığı ölçüde cezalandırılacaktır muhakkak. Fakat şimdilik bizi bir süre burada bekletecekler. Diğer yolcularında yolu bitirmeleri gerekiyor. O yüzden bizi toplanma yerinde ki bir otele yerleştirdiler, yani daha anlaşılır bir dille ifade edecek olursam götürüp mezara gömdüler. Kayıtlar incelenip hakkımızda bir karara varılıncaya dek kalacağımız yer işte burası.
Bekledik, bekledik, bekledik ve nihayet son yolcunun da yolculuğunu tamamlamasıyla birlikte beklediğimiz o büyük gün geldi. Kayıtlar incelendi, en ince detaya kadar inilerek suçlular tespit edildi. Elbette tespitten ziyade ifşa edildi. Suçlu ile suçsuz, kural tanımaz ile kuralcı, günahkâr ile masum, affedilen ile bağışlanmayan bir birinden ayrılarak birine iyi birine kötü damgası vuruldu. Şimdi ise yeni bir yolculuk başlıyor fakat iyi damgası vurulan ile kötü damgası vurulanın ayrı yollardan gideceği, birinin ödül diğerinin ise ceza göreceği başka bir yolculuk.
Neredeyiz? Ne durumdayız? Hangi yoldayız? Yolumuz nereye çıkıyor? Ödüle mi cezaya mı? Hani o hayat çizgisi üzerine koyduğumuz iki nokta vardı ya, işte o iki nokta arasındaki yolculuğumuzu bir gözden geçirirsek hangisine daha yakın olduğumuzu belki biraz anlayabiliriz. Ya da durun…
Bir sonuca varmak için henüz erken sayılır zira farkındaysanız bizim yolculuğumuz daha bitmedi. Biz sadece bize yakın olanın hayalini kurarak bu günümüzün kıymetini daha iyi idrak etmeye çalışmıştır. Ölüm bize uzak değil fakat ölmüşte değiliz. O halde nereye gideceğimize daha doğrusu nereyi istediğimize karar verebileceğimiz bir vakte sahibiz demektir.
Aslında tek sahip olduğumuz şey o vakitten ibaret. Vaktimizi doğru yolda harcarsak iyi bir şeyler kazanmış oluruz, yanlış yolda harcasak da kötü şeyler kazanmış oluruz. Sahip olduğumuz tek şey olan vakit ile bu alışverişi yapıyor yani vaktimizi harcayıp karşılığında bir şeyler alıyoruz.
Ama sayısız yanlış yolun yanında birde kocaman bir doğru yol var, bunu biliyoruz. Biliyoruz çünkü hepimiz o doğru yola inanıyor ve o yolla birlikte tüm yanlış yolların nereye vardığını gayet iyi biliyoruz.
Şimdi bu sayfaya milyonlarca kez teşekkür yazsam bile karşılığını ödeyemeyeceğimiz kadar değerli bir hediye olan pusula ve kurallar kitabı yolculuğumuz boyunca bizlere eşlik ediyor. Bunlar bize yolun ve yoldakilerin sahibi tarafından birer armağandır. Bize düşen o pusulaya dikkatlice bakmak ve kurallar kitabini titizlikle inceleyip yolumuza devam etmekten başka bir şey değil.
Belki yoldan çıkmışızdır, işte henüz vakit varken bizlere fırsat.
Belki pek çok veya pek az kuralı çiğnemişizdir, işte kuralları öğrenmek için bizlere fırsat.
Henüz yol bitmemişken, ileride pişman olmamak adına…
Farkında mısınız bilmem ama her şey elimizin altında, gözümüzün önünde bulunuyor. Yolculuk bir şekilde devam ediyor. Pusulaya bakıp yönümüzü tayin etmek bizim elimizde olduğu gibi o pusulayı hiç açmayıp bir köşeye terk etmekte bizim elimizde.
O kurallar kitabını okumak, kurallara göre yolculuğu devam ettirmek bizim elimizdeyken tarafına bakmamak, kapağını dahi açmamakta bizim elimizde.
Yol bittiği zaman, toplanma yerinde akıbetimizi beklerken tüm yolculuk görüntüleri bizlere izletilip kuralları çiğnediğimiz her viraj, her bayır, her sokak, her cadde kare kare gösterildiğinde ileri sürebileceğimiz hiçbir bahanemiz olmayacak.
Çünkü bahaneye yeltendiğimiz her vakit bize pusulayı ve kitabı hatırlatacaklar. “Eğer onlara baksaydın ki biz sana bakasın diye vermiştik, o zaman ne yapman gerektiğini bilirdin” diyecekler.
Mahcubiyet, pişmanlık, korku, endişe ve ceza…
Ya da;
Kurallara uygun bir yolculuğun ardından başımız dik, göğsümüz kabarık, yüzümüz ak ve güleç, gönlümüz rahat tebrikler eşliğinde ödül, madalya.
İşte sevgili Müslüman; seninle kısa bir hasbihal edip bir şeyleri hatırlamaya çalıştık. Madem Müslümanız, madem yolcuyuz, madem yolun biteceğinden eminiz, madem hesap gününe inanıyoruz, madem cennet ve cehennemden haberimiz var, madem Müslümanca yaşamak ya da yaşamamak neticesinde bir yerlere gideceğimiz kesin, o halde gelin kendimize zulmetmeyelim.
Geleceğimizi düşünelim. Üç günlük dünya için bütün geleceğimizi ateşe vermeyelim. Kurana ve sünnete uygun bir hayat yaşayalım. Anlık hevesler ve zevkler uğruna ahiretimizi perişan etmeyelim.
Büyük düşünelim. Şeytanı hayatımızdan çıkartalım ve onunla aramıza pis kokusunu dahi duyamayacağımız kadar bir mesafe koyalım. Bize yaklaşmasına müsaade etmeyelim.
Gelin Müslümanlığımızı hatırlayalım ey Müslümanlar. Hayatımıza İslami bir düzen verelim…
Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay el değiştiren belediyelerde işten çıkarmalar yaşandığını ve taşeron işçilere kadro verilmesi […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de yaptığı basın toplantısında 9. Yargı Paketine yönelik görüşlerini dile getirdi. 8. […]
“Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı” CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. CHP […]
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez’e tebrik ziyaretinde bulundu. İmamoğlu, Çekmeköy Belediyesi girişinde alkışlarla karşılandı. Çerkez’e hayırlı […]
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 Mart ayı sonu itibarıyla İzmir’de trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı bir önceki yılın aynı […]
Merkez İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu ile Meslek Eğitimini Geliştirme Kurulu Toplantısı Ticaret Bakanı Sn. Ömer Bolat’ın katılımı ile […]
Yetimi Yoksulu Gözetenler Derneği, 2024 yılı Afrika vacip kurban hisse bedelini 3.000 TL olarak açıkladı. Dernek, bu yıl kurban bağışlarını […]
Muğla Büyükşehir Belediyesi Evde Bakım ekipleri bu hizmetten yararlanan yatağa bağımlı ve engelli vatandaşlara evlerinde reçete yazabilecek. Muğla Büyükşehir Belediyesi […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TÜRKPA heyetiyle İsviçre’nin Cenevre şehrine gitti. Türki devletlerin bir araya geldiği etkinliklere katılan […]
17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...27 Nis 2024 0
GENÇLER ‘GEZİ İSTANBUL’ İLE ŞEHRİ DOYASIYA GEZECEK İBB, İstanbul’un tarihi ve kültürel miras alanlarını gençlerle buluşturduğu Gezi İstanbul projesine bu […]