Son güncelleme 27 Nisan 2024 - 01:00
14 Haz 2020 Manşet, Manşet Yanı, Röportaj, Sürmanşet 0
Dev bir röportaj !!!
Uzaktaki Türk dostları
İlhan Karaçay, TRT için hazırlanan ‘Uzaktaki Dostlar’ adlı belgesel seri programın yapımında baştan sona vardı. Programın danışmanlığını, sunuculuğunu ve röportajlarını yapan Karaçay, tarihin geçmiş sayfalarında olduğu gibi şimdi de, Türk ve Türkiye isminin tüm Avrupa’da yaşamakta olduğunu gözler önüne serdi.
İspanya’nın SAX kasabasında ‘Comparsa de Turcos’ festivalinden
Şimdiki Avrupa’da Osmanlı’nın yaşatıldığı yerler
1960’lı yılların başından bu yana, Avrupa’nın dört bir yanına göç ederek yaşamakta olan Türkler, tarihin en büyük devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun torunları olarak ne kadar övünseler azdır.
Asırlardır Avrupa halkının emeğini sömürdüğü ileri sürülen kiliselerin ve derebeylerin önüne dikilmişti Osmanlı…
Hep ‘istilacı’ olarak gösterilmeye çalışılan Osmanlı, aslında kimi zaman Avrupa halklarının, kimi zaman da devletlerin yardımına koşmuştu. Bunu ben değil, bugün Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki kalıntılar anlatıyor.
Ben şahsen bir ‘Cumhuriyet çocuğu’ olmakla övünmemin yanında, atalarımın devleti Osmanlı ile de övünmeyi ve de Osmanlı’ya sahip çıkmayı bir görev olarak üstleniyorum.
Osmanlı’nın tanıtımı için çaba sarfedenlerin her türlü etkinliklerini değerlendirirken, Avrupa’nın çeşitli yerlerinde, Osmanlı’ya atfen ‘Türkiye’ isimli pek çok yer bulunduğunu ve bu yerlerde Avrupa halklarının bir Türk gibi yaşadıklarını da gözler önüne sermek lazım.
TÜRKİYE KÖYÜ: Hollanda develetinin kurucusu Willem van Oranje’nin oğlu Prens Maurits, 80 yıl süren İspanya savaşını kazanmalarına katkısı bulunan Osmanlı’ya şükran borcu ödemek için, Zeeland bölgesindeki bir yere Türkiye adını koydu. Fotoğrafta İlhan Karaçay’ı Türkiye tabelası önünde görülüyor.
52 yıldır gazetecilik yaptığım Hollanda’da, Türkiye adlı bir köy olduğunu, ne yazık ki buraya yerleşimimden tam 20 yıl sonra öğrendim. Gazetecilik açısından bu bir ihmal ve beceriksizliktir ama, buranın varlığını öğrendikten sonra yaptığım yayınlar ve etkinlikler benim bu beceriksizliğimi affettirecek niteliktedir. Bırakın affedilmeyi, bu konuda ödüllendirildim bile…
Ne miydi bu ödül?
Geçen yıl bir aralık günü TRT’den İsmail Elden aradı. ‘İlhan bey, web sayfanızda okuduğumuz Avrupa’daki Türk köyleri ile ilgili olarak bir belgesel dizi hazırlamak istiyoruz. Bu konuda bizim danışmanımız ve sunucumuz olur musunuz ?’ teklifi benim için gerçekten bir ödül sayılır.
Bu teklife tabii ki anında ‘evet’ dedim ve İsmail Elden’in prodüktörlüğü, Sacit Şahin’in yönetmenliği ve çeşitli kameramanlar ile yılın değişik aylarında Avrupa turuna çıkarak çekimleri yaptık.
Hollanda’daki bir köye neden ‘Türkiye’ adının verildiğini, Belçika’daki bir köy halkının her yıl neden Türk festivali yaparak Türkler gibi yaşadığını, İtalya’da bir köy halkının da aynı şekilde her yıl Türk Festivali düzenleyip Türkler gibi yaşadıklarını, Fransa’da pek çok yere Osmanville, Turqueville. Turquestein ve Turkheim adlarının verildiğini, İspanya’da Sax kasabasında her yıl düzenlenen festivalin en büyük ve görkemli grubunun İspanyol Türkler olduğunu, Corpanse de Turcos adlı bu grubun 1920’de Atatürk’ün istiklal savaşı galibiyetine sempati duyan İspanyollar tarafından kurulduğunu ve o günden bu güne muhteşem bir binada yerleşmiş olduklarını gittik, gördük ve yaşadık.
Avrupa’da gördüklerimiz sadece ‘Turkiye’ ve ‘Turquestein’ gibi tabelalardan ibaret değildi tabii…
Fransa’nın Caen kentindeki ‘Passage Du Grand Turc’ isimli bir pasaj avlusunun duvarında, tam 6 metre büyüklüğünde iki Osmanlı figürünün 5 asırdır nasıl silinmediğini ve buraya gelen ziyaretçilerin bu muhteşem figürleri hala hayranlıkla nasıl izlediklerini de gördük.
Fransa’da, Fatih Sultan Mehmed’in en çok sevdiği söylenen oğlu Cem Sultan’ın, sürgünde yaşadığı Bourganeuf kasabasındaki ‘Zizim’ adlı şatoyu da bulduk. Burada Cem Sultan’ın hazin yaşam öyküsünü araştırdık.
İtalya’da Moena Türk Festivali Belçika’da Faymonville Türk Festivali
Yine Fransa’da, Büyük Türk İmparatoru Atilla’nın, Avrupa’daki savaşları sırasında ordularını konaklattığı otağı bulduk. İlgiçtir ki, bu otağa giren ilk Türkler biz olduk. Zira, 10 yıl önce Fransız bir grup tarafından yaşama geçirilen ‘Atilla Vakfı’, buranın tanıtımı için çalışmalarını hızlandırmış. Buraya artık turistler akın etmeye başladı. Biz de, buraya gelen bir otobüs dolusu Alman turist ile röportaj yapma fırsatı bulduk ve Atilla’nın bilinmeyen yanlarını araştırdık.
Avrupa’daki Türkiye ve Türk izleri tabii ki bunlarla sınırlı değil.
Son olarak gittiğimiz İspanya’da her yıl şubat ayının başında yapılan bir Türk Festivali var. Valencia bölgesindeki Sax kasabasında yapılan bu festivalin neden yapıldığı hakkındaki gerçekler de çok ilginç. Bu festivalin 400 yıl önceki nedeni, Hıristiyanlar’ın Müslümanlar’a karşı elde ettikleri galibiyete dayanıyor. Festivalin nefret ve intikam kokan havası, 300 yıl sonra 1920 yılında birden bire değişiyor.
Daha önceki kutlamalarda, Hıristiyanlar’ın Müslümanları çok kanlı bir şekilde mağlup etme sahneleri ağırlıklı iken, 1920 yılında, Atatürk’ün Anadolu’da elde ettiği zaferlere gıpta ile bakan bir grup İspanyol, bu festivale, ‘Comparsa de Turcos’, yani Türk Grubu adlı bir ekip ile katılma kararı almış. O yıldan bu yana da festivalin kin ve intikam kokan havası, dostluk ve sevgiye dönüşmüş.
‘Avrupa’da Osmanlı’nın yaşatıldığı yerler’ başlıklı seri yazımıza, yarın Hollanda’daki ‘Türkiye Köyü’ ile başlıyoruz.
MOENA’DAN GÖRÜNTÜLER: Manzori Dağları’nın eteğindeki Moena, yaz ve kış turizmi yaşar. Yayla evleri sürekli kiralanan Moena’dan görüntüler * Viyana kuşatması sırasında yaralı ve donmak üzere olan bir Yeniçeri’yi kurtarıp barındıran köy halkı, daha sonra kendilerine liderlik yapan ve vergi ödemeyi onleyen Yeniçeri’nin hatırasına her yıl festival düzenliyor. * Her yıl tekraralanan Geleneksel Festival’de, her taraf Türkiye, herkes Türk oluyor . Evlerden Türk bayrağı sarkıyor, sokaklarda Türk bayrağı dalgalanıyor. * Moena Belediye Başkanı Riccardo Franceschetti, ‘Türk olarak anılmaktan mutluluk duyoruz’ diyor
İlhan KARAÇAY’ın röportajı: Yolumuz bu kez İtalya’nın kuzeyindeki Moena köyüne gidiyor. Zira, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ‘Türkiye’ olarak anılan köylerden biri de, İtalya’nın kuzeyindeki Moena köyüdür. Manzori dağlarının eteğindeki bu çok güzel ve şirin köyde yaşayanlara ‘Türk’ deniliyor ama, bu insanların tamamamı, tek kelime Türkçe bilmeyen İtalyan’dır. Bu kez beraberimde TRT prodüktorü İsmail Elden, Yönetmen Sacit Şahin, kameramanlar Ercan İşsever ve Bülent Tokatlıoğlu var. Bu köye neden ‘Türkiye’, buarada yaşayanlara da neden ‘Türk’ denildiği hakkındaki rivayet şöyle: Viyana kuşatmasının ardından, donmak üzere olan yaralı bir Yeniçeri, Ausburglu tarla işçileri tarafından bulunur. Kadınlı erkekli bu grup yaralıya su verip ayıktırdıkları zaman, yaralının bir Türk olduğunu öğrenince önce şaşırırlar ve sonra da fikir ayrılığına düşerler. Kimi ‘Bırakın bu Türk’ü’, kimi de ‘İnsanlık öldü mü’ diye ikiye bölünürler. Kadınlardan biri yaralı Yeniçeri’ye çok şefkatli davranır ve diğerleriyle kavga etme pahasına evine götürür. Tedavi ettiği ve sağlığına kavuşturduğu bu Yeniçeri ile evlenen Ausburglu kadın, kocasına kısa zamanda kendi dilini öğretir. Yabancı damat, gerek giyim kuşamı ve gerekse yaşam tarzı ile halktan saygı görür ve kısa bir zaman sonra da adeta ‘Köy Ağası’ olur. Ausburg Dükalığı’nın vergi alışına isyan eden bu yeni köy ağası, halkı da vergiye karşı ayaklandırır. Bu ayaklanma sonucunda hiç vergi ödemeyen halk, Yeniçeri’yi ‘Kahraman’ ilan eder. Yeniçeri’nin ölümünden sonra çok üzülen ve uzun süre yas tutan Moena halkı, her yıl ağustos ayında geleneksel olarak bir festival düzenler. Bir Türk’ün anısına yapılan ve 3 gün süren bu festival sırasında etraf Türk bayrakları ve Türk motifleri ile donatılır. Herkes Türk gibi giyinir . Moena’da bu yıl yapılan festivale 5 TRT mensubu ile birlikte gittim. Festival arifesinin akşamında havai fişek gösterisi yapılacağını öğrendiğimiz zaman, köyün kuzey çıkışındaki muhteşem göle gittik. Göl kenarında havai fişek gösterisi için yoğun bir çalışma vardı. Akşam saat 22.00’de, başta Belediye Başkanı olmak üzere binlerce İtalyan muhteşem bir havai fişek gösterisi ile coştu. Festivalin birinci günü, köyün muhtelif yerlerine kurulan sahnelerde müzik ve dans gösterileri yapıldı. Geç saatlere kadar eğlenenler arasında, köye dışarıdan gelen 10 bini aşkın yerli ve yabancı turist de vardı. YENİÇERİ’YE KENT ANAHTARI: Moena Belediye Başkanı Riccardo Franceschetti, festivalde sahnelenen mizansenden sonraTürk Yeiçeri’ye kentin anhtarını teslim etti. Belediye Başkanı’nın, ‘Peki şimdi ne yapacaksın’ sorusuna, ‘Eee ne yaparsın, artık seninle birlikte yaşamak ve burayı ortak yönetmek gerekecek.’ yanıtını verdi. Festivalin ikinci günü mizansen bir tiyatro gösterisi ile başladı. Köyün en büyük meydanına toplanan binlerce kişi, Viyana kuşatmasının ardından, donmak üzere olan yaralı Yeniçeri’nin bir tarlada çifçiler tarafından bulunuşunu ve tedavi edilişini ilgiyle izlediler. Köylüler tarafından giydirilen Türk Yeniçeri daha sonra Belediye Başkanı Riccardo Franceschetti’den sembolik olarak kentin anahratını aldı. Tam o sırada bu ikilinin arasına girdim. Önce Belediye Başkanı’na sordum: -Bir Belediye Başkanı olarak şu anda neler hissediyorsunuz?
BELEDİYE BAŞKANI BİR TÜRK GİBİ: Moena’nın Belediye Başkanı Riccardo Franceschetti, halkı tarafından çok seviliyor. Tam bir Türk gibi yaşayan Başkan şöyle konuştu: -‘Her yıl olduğu gibi, bu yıl da çok muhteşem bir gün yaşıyoruz. Dedelerimizin bizlere anlattıkları ‘ Il Turco’ efsanesini, biz de çocuklarımıza gururla anlatıyoruz. Bizim çok önem verdiğimiz bu festivali Türkler de gelip izlemeliler. Böylece aramızdaki güçlü bağ daha da güçlenecektir. Burada yaşayanların çoğu, Roma’yı bile görememişlerdir. İstanbul’u görmek ise en büyük rüyalarıdır. Türkiye’yi kitaplardan ve televizyonlardan gördükleri kadar tanıyorlar. Sadece duydukları ve gördükleri ile Türk geleneklerini yaşatıyorlar. Bir de oralara gidip görseler, kim bilir, Türk geleneklerini nasıl yaşatacaklardır. Şu anda en yaşlımız bile Türkiye hakkında çok şey bilmez ama Türk olarak anılmakla gurur duyduğunu söyler.’ -İyi de, şimdi siz kentin anahtarini Yeniçeri’ye verdiniz. Peki şimdi ne olacak? -‘Eee ne yaparsın, artık O’nunla birlikte yaşamak ve burayı ortak yönetmek gerekecek.’ Festival boyunca karşılaşıp konuştuğum İtalyanlar’ın hemen hemen tamamı, kendilerini bir Türk gibi hissettiklerini ve bu festivali Türkiye’nin de desteği ile dünya çapında bir etkinliğe dönüştürmek istediklerini belirttiler. Moena’nın, Kültür İşlerinden Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Hillara, isimsiz Yeniçeri’nin anısına yapılan bir çeşme başında şunları anlattı : KÜLTÜR İŞLERİNDEN SORUMLU BAŞKAN HİLLARA: Moena’da Kültür İşlerin’den Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Hillara, Yeniçeri anısına yapılan çeşme önünde İlhan Karaçay’a konuştu. ‘Moenalılar, Türk örf ve adetlerini yaşatıyorlar. Örneğin, kız isteme seansı sırasında, erkek ebeveynler başlık parası veriyorlar. Buna da ‘Töre’ adını takmışlar. Köy’den bir başka yere gelin giderken yapılan törene ‘Alabastia’ adı verilmiş. Köyden dışarıya gelin giderken ‘Alabastia’ adlı bir tören düzenleniyor. Buradaki tüm halk, Türk geleneklerini uygulamaktan zevk alıyor.Türkiye’yi hiç görmedik. Çok güzel bir yer olmalı. Türk ordusunun askeri mehteran bölüğü olduğunu biliyoruz ve onları da festivalimize bekliyoruz. Türk ordusunun mehter takımının katılımıyla festivalimiz gelecek yıl çok daha anlamlı olacaktır.” MOENALILAR TÜRK KIZINA HAYRAN KALDILAR: Moena’daki festivali anne ve babası ile birlikte izlemeye gelen bir Türk kızı, kıyafeti ile herkesi kendine hayran bıraktı. Festival’i izlemek için Moena’ya akın eden 10 bini aşkın meraklı arasında Türkler de vardı. Bu Türkler’in de duygularını öğrenmeye çalıştık. Kimi İtalya’nın çeşitli yerlerinden, kimi de başta Hollanda olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinden buraya gelen Türkler, bu festivale Türk devletinin ilgisiz kalışına üzüldüklerini belirttiler.
YENİÇERİ’NİN RUHUNA SU İÇTİK: Moena’nın Türk Mahllesi olarak anılan sokaklarından birinde, Türk Yeniçeri’nin anısına bir çeşme yapılmış. Gelen geçen bu çeşmeden su alıyor ve içiyor. Biz de Yeniçeri’nin ruhuna bu çeşmeden su içtik. Moena’nın keşfi Roma’ya 660 km. mesafede olan Moena’nın Türk gelenekleri ile yaşadığını, Türkoloji Profesörü Anna Masala keşfetmiş. Manzori dağlarında gezerken ‘Trchia’ yazılı bir tabelayı takip eden Masala, ok işaretini takip ederek girdikleri köyde, evlerin Türk bayrakları ile süslenmiş olduğunu ve bir çeşme başında da bir Yeniçeri fotoğrafı ile karşılaştıklarını anlatıyor. Asırlardır Türk gibi yaşayan köy halkı ile konuşan Masala, daha sonra yaptığı araştırmalar sonrasında, Moena halkının Türk geleneklerini nasıl yaşattıklarını ortaya sermiş.
Videoyu izlemek için alttaki fotoya tıklayınız.
“Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı” CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. CHP […]
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez’e tebrik ziyaretinde bulundu. İmamoğlu, Çekmeköy Belediyesi girişinde alkışlarla karşılandı. Çerkez’e hayırlı […]
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 Mart ayı sonu itibarıyla İzmir’de trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı bir önceki yılın aynı […]
Merkez İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu ile Meslek Eğitimini Geliştirme Kurulu Toplantısı Ticaret Bakanı Sn. Ömer Bolat’ın katılımı ile […]
Yetimi Yoksulu Gözetenler Derneği, 2024 yılı Afrika vacip kurban hisse bedelini 3.000 TL olarak açıkladı. Dernek, bu yıl kurban bağışlarını […]
Muğla Büyükşehir Belediyesi Evde Bakım ekipleri bu hizmetten yararlanan yatağa bağımlı ve engelli vatandaşlara evlerinde reçete yazabilecek. Muğla Büyükşehir Belediyesi […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TÜRKPA heyetiyle İsviçre’nin Cenevre şehrine gitti. Türki devletlerin bir araya geldiği etkinliklere katılan […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Dilovası’ndaki kaçak atık deposunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sordu. […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2023 yılı ‘Faaliyet Raporu Sunumu’nu gerçekleştirdi. Önceki dönem görev süreleri boyunca, belirli kişi ve grupları koruyup, […]
17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...24 Nis 2024 0
Gökmen Gastronomi bünyesindeki restoran zinciri Pizza İl Forno’nun lezzet rüzgarı şimdi İzmir’de esmeye başladı. İtalyan işi pizzalarını, bu ülkenin […]