konuk-yazarMehmet Emin Simpil.

Diyarbakır-Silvan’da henüz geçtiğimiz gün terörün kanlı eliyle sonlandırıldı çocuk ömrü. Silvan baraj bölgesinde askeri konvoyun geçeceği yolda bir bahçe duvarına gizlenmiş bombanın vaktinden az evvel patlatılması sonucu “ezkaza” katledildi 14 yaşındaki Mehmet Emin. Düzenlenen bu saldırı vaktinde gerçekleşse ne değişecekti? Bu kez başka Mehmetler vatan toprağına karışacaktı. Yaşları on dört değil de yirmi dört olacaktı belki ama ocaklarına düşecek ateş Mehmet Emin’inkinden farklı olmayacaktı.merve pehlivan yazı resmi

  • Mehmet Emin, terörün akıttığı kanda boğulan kaçıncı evlat? Bilmiyoruz.
  • Kaç gün hatırlanır? Kaç habere konu olur? Bilmiyoruz.
  • On dört yaşındaki bir çocuğun alenen işlenen cinayetine kaç kişinin sesi çıkar? İşte en çok da bunu bilmiyoruz.

Diyarbakır Valiliğinin konuyla ilgili yaptığı açıklamaya göre Mehmet Emin, sabah 10 sularında bahsedilen yolu kullanarak ekmek almak için fırına gidiyordu. Evde onu bekleyen ailesi, ekmek yerine evlatlarının parçalanmış cesedine kapılarını açtılar. Hümanizm perdesi altında bencilliklerini bir güzel icra eden ve namlusu kendisine dönük olmadığı sürece tetiğine basılan silahlara göz yuman sözüm ona barışçı, eşitlikçi, özgürlükçü, ekolojist, demokrat(…) örgüt ve örgüt sempatizanlarından ellerini vicdanlarına koyup Mehmet Emin’in katline ses yükseltecek bir kişi çıkacak mı?

Kendi adıma bu hususta ümitsizim. Hatta şimdiden kendimi son kullanma tarihi çoktan geçmiş savunma cümlelerine hazırlamaya başladım. Çünkü biliyorum, ne Yasin Börü ilkti ne Mehmet Emin son olacak. Bir şekilde PKK’nın kirli elleri temize çıkarılacak. Sanki asker, polis öldürmek kabul edilebilirmiş gibi “PKK asla sivil öldürmez.” denilecek. “Ezkaza ölmüş.” denilecek. “Bak Demirtaş bağlama çalıyor.” denilecek. “PKK dağda izmarit topluyor, bak ne kadar ekolojist bir örgüt.” denilecek. Dağda izmarit topluyor diye övülen PKK’nın şehirde insan katletmesine verecek cevabı olmayanlar bugün de susuyor. Tıpkı dün 16 yaşında alçakça katledilen Yasin Börü’nün ardından sustukları gibi… Katiline bakıp cenaze sahiplenmenin tam olarak neresi “insani” henüz kimse anlayabilmiş değil.

Son olarak, iki laf arasında muhakkak “PKK, Kürt halkının temsilcisidir.” diyenler umarım Mehmet Emin’in de bir Kürt olduğunu görmezden gelmezler. Eğer bahsedilen gibi temsilciyse bu örgüt ve temsil ettiğini katlediyorsa durum sanılandan çok daha vahim değil mi? Kürt halkına yıllardır en büyük zulümleri yaşatan hiç şüphe yok ki PKK. Söz konusu coğrafyayı kanla sulayan ve suçu yüzüne vurulunca halkın arkasına sığınan, PKK. Yol kesip araç yakıp müdehale edilince devleti suçlayan, PKK. Sözde temsil ettiği halkın evladını katledip ardından çıtını çıkarmayan, yine PKK. Üzücü olan şu ki artık şaşırmıyoruz, kınamıyoruz. PKK öldürdükçe “barışçı”, geride kalanlar sahip çıktıkça “faşist” oluyor.

Patlatılan bombanın etkisiyle henüz geçtiğimiz gün parçalanarak can veren 14 yaşındaki Mehmet Emin’in arkasından insanlık adına yapılan tek şey susmak oldu ya hani, iyisi mi siz de hiç okumamış olun bu yazıyı.

Mâazallah faşist olursunuz.

YAZAR : Merve PEHLİVAN