Son güncelleme 29 Nisan 2024 - 00:35
05 Şub 2018 Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Dün, 3 Şubat 2018 günü başlayan CHP 36. Kurultay’ında kabul edilen 17 maddelik bir kurultay
bildirgesi yayınlandı.
Bildirgenin “CHP, kökleri Kuvayı Milliye’ye dayanan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde
tam bağımsız, laik, demokrat ve çağdaş Türkiye’nin kurucu Partisidir.” olan ilk cümlesi, haklı bir
gururu ifade etmektedir. Ancak bildirge, “Kuvayı Milliye” ruhunu yansıtmaktan çok uzaktır.
Bilindiği üzere Kuvayı Milliye, Osmanlı Devleti ile Birinci Dünya Savaşı galibi ülkeler arasında
imzalanan 31 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi sonrasında İstanbul ve Anadolu’nun
emperyalist İtilaf Devletlerinin işgallere başlaması üzerine vatanı savunmak, emperyalistleri
kovmak için silaha sarılanların yaktıkları çoban ateşidir.
Bildirgede bulunanlar ve bulunmayanlar
Emperyalizm
Cumhuriyetimizin gerçek kuruluş günü 23 Nisan 1920’de açılmış olan Büyük Millet Meclisi, 18
Kasım 1920’de oybirliği ile kabul ettiği “Büyük Millet Meclisi’nin Beyannamesi”nin[1] ilk iki
paragrafı:
“Emperyalist devletlerin, devlet ve milletimizin hayatına açıkça kastetmeleri neticesinde meşru
müdafaa için toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, şimdiye kadar muhtelif vesilelerle açıkça
veya zımnen ilân ettiği maksat ve mesleğini bir kere daha bütün cihana arz için şu beyannameyi
yayımlamaya lüzum görmüştür:
Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî sınırlar dahilinde hayat ve bağımsızlığı temin ve hilâfet ve
saltanat makamını kurtarmak ahdiyle teşekkül etmiştir. Dolayısıyla hayat ve bağımsızlığını
yegâne ve mukaddes emel bildiği Türkiye halkını emperyalizm ve kapitalizm
tahakküm ve zulmünden kurtararak, irade ve hâkimiyetinin sahibi kılmakla gayesine
ulaşacağı kanaatindedir.”
şeklindedir.
CHP Kurultay Bildirgesinde Kuvayı Milliye’ye atıf yapılmakla birlikte, bildirgenin hiçbir yerinde
savaşarak yendiğimiz “emperyalizm”den hiçbir bahis yoktur.
Bağımsızlık
Bildirgede Fransa’daki mutlak monarşiye karşı yapılan 1789 Fransız ihtilâlinin “Özgürlük, Eşitlik,
Kardeşlik” (Liberté, égalité, fraternité) olan ana sloganına benzeterek “Eşitlik, özgürlük ve
[1] : (Halkçılık Beyannamesi olarak bilinen bu belge İstiklâl Harbimizin savaş ilanı olup, ilk anayasamız olan 20 Ocak
1921 tarihli Teşkilâtı Esasiye Kanununun gerekçesidir)
Sayfa 2 / 4
dayanışma” vardır ama emperyalist işgale karşı savaş ilanı olan Halkçılık Beyannamesinin
“bağımsızlığı temin” ideali yoktur.
Özgürlük bireysel bir kavramdır. Esas olan ise devletin bağımsızlığıdır. Çünkü ancak tam
bağımsız devletlerin bireyleri özgür olabilir.
Altı Ok
Bildirgede “CHP’nin Cumhuriyetin temel değerleri[2] ve sosyal demokrasinin evrensel
ilkelerinden ödün vermeyeceği” belirtilmekte ama CHP Programının özünü oluşturan 6 OK’un
“Halkçılık, Devletçilik ve Devrimcilik” ilkelerinden hiç bahsedilmemektedir.
Ama altında Türkiye Reîs-i Cumhûru Gazi M. Kemâl ve vekillerin imzası bulunan 13 Mayıs 1925
tarih ve 2084 sayılı mükerrer (bis.) Kararname ile yasaklanmış Sosyal Demokrat Fırkası’nın
paylaştığı sosyal demokrasi ilkelerine atıf vardır.
Eşit Yurttaşlık PKK’nın talebidir
Bildirgede “Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, ulusal bütünlük ve toplumsal uzlaşı ile
çözülecektir.” denilmektedir. Eşit Yurttaşlık, CHP’nin Programında yazan, sahip çıktıklarını ifade
ettikleri “uluslaşma süreci”ne aykırı olup, birleştirici değil, millet birliğini bölücü bir ifadedir.
Bu beyanda kullanılan “Kürt sorunu” ifadesi ile CHP, partinin kurucusu olan edebî önderimiz Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1936 yılında Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı Yurttaşlık Bilgisi
kitabının önsözüne kendi el yazısıyla yazdığı “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk
Milleti denir” şeklindeki özlü millet tarifine aykırı olarak, Türk Milletini etnik temelde bölen bir
tanımlama yapmaktadır. Ayrıca, “toplumsal uzlaşı” diyerek, bu bölücü ifadeyi, sanki Kürt ve
diğer toplumsal kesimler varmış gibi vurgulayarak, kuvvetlendirmektedir.
Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, başını ABD’nin çektiği batı emperyalizminin
desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı silahlı isyana kalkışmış bir terör
örgütü vardır.
Yurt ve vatan genellikle aynı anlamda kullanılmakla beraber, yurdu paylaşanların yaşadıkları
toprakları tam egemen ve bağımsız yapmak için kanlarıyla suladıkları toprak, “vatan” haline
gelir. Yurttaş egemen bir toplumun bireyleri iken, vatandaş o toprakları vatan haline getirenlerin
anayasal tanımıdır.
Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatanı üzerinde yaşayan herkes Anayasa’nın 10.
maddesi uyarınca “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve
benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir…”
CHP’nin Kurultay bildirgesiyle “eşit yurttaşlık” talep etmesi Türk vatandaşlığından vazgeçilmesi
ve halkın etnik topluluklara bölünmesi isteğidir. Bu taleple istenen, etnik toplulukların anayasada
kimlik olarak tanınması, etnik anadillerin ulusal ve bölgesel resmi dil haline gelmesi, tüm devlet
[2] : II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
Devletidir.
ve toplum hizmetlerinde birden çok resmi dilli olması, seçimlerde parlamentonun ve belediye
meclislerinin etnik topluluk kotaları temelinde oluşturulmasıdır.
“Eşit Yurttaşlık” talebi, 35 yıldır 40 bin dolayında asker, polis, korucu ve vatandaşımızı şehit
eden PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’a aittir. Nitekim bu talep, 24 Ocak 2016’da yapılan HDP 2.
Olağan Kongresi Kongrede büyük ekrana PKK lideri Abdullah Öcalan ve Türk bayrağıyla
yansıtılan ‘Eşit Yurttaşlık Ortak Vatan’ sloganı ile açıkça tekrarlanmıştır.[3]
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı talebi
Eşit Yurttaşlık talebinin altyapı çalışmaları, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 2011
Mayıs ayında Van’da düzenledikleri mitingin ardından bölgedeki STK yöneticileriyle yaptıkları
kapalı salon toplantısında “Avrupa’da kabul edilen Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı aynen kabul
edeceğiz, bütün şerhleri kaldıracağız, bu sözleşmenin tamamını onaylayacağız” açıklamalarıyla
başladı.[4]
Nitekim, CHP’nin 15 Ocak 2016 tarihli 35. Olağan Kurultay Bildirgesinin 6. Maddesi’nde “Merkezi
yönetim ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk paylaşımı, halkın ihtiyaçlarını gözeterek, en
üst düzeyde katılım sağlanabilecek şekilde belirlenmelidir. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu
doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı[5] üzerindeki şerhler
kaldırılmalıdır.” denmektedir.
Bu Sözleşme 12.04.1991 tarih ve 3723 sayılı yasa[6] ile TBMM tarafından onaylanmış olmasına
rağmen, Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez olan 3. Maddesinin birinci
fıkrasına göre “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.”
maddesi uyarınca yürürlüğe girmemiştir. CHP’nin bu Sözleşmede ısrarcı olması Türkiye’nin üniter
yapısını parçalamaya, önce özerk bölgelere, sonra federasyona, kurulacak güneydoğu
federasyonunun Barzanistan ile birleşerek ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesine hizmette, BOP
Eşbaşkanı ile kolkola yürümek demektir.
Özerklik Sözleşmesinin uygulanacağı sözünü vermek, anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesini
değiştirmek ve bunun için ise ilk üç maddeyi koruyan 4. Maddeyi yürürlükten kaldırmak sözü
demektir.
TBMM’nde 10.10.2011 tarihinde kurulan “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” 25 Aralık 2013 tarihinde
son toplantısını yaparak dağılmıştır. AKP, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna katıldıkları son
toplantıda gerçek niyetlerini açıklamışlar, komisyona Mehmet Ali Şahin tarafından “anayasanın 4.
Maddesini yürürlükten kaldırılması” hakkında bir öneri getirmişlerdir. Önergeye en şiddetli
tepkiyi verip gündeme alınmasını engelleyen komisyonun CHP’li üyeleri Süheyl Batum, Rıza
Türmen ve Atila Kart, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde bir daha milletvekili yapılmamışlardır.
Bildirgede hiç olmayanlar
Bildirge; sanki sadece ekonomik, sosyal sorunlardan, OHAL’den bunalmış, fikir ve ifade
özgürlüğü sınırlanmış olan ülkemizde başkaca sorun yokmuş gibi, bunların dışındaki Fetö,
PKK/PYD/YPG ve IŞİD sorunlarını görmezden gelen bir hafiflikle hazırlanmıştır.
Bildirgede;
Normal takvime göre Mart 2019’da yapılacak yerel yönetimler ve Kasım 2019’da yapılacak
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için 16 Nisan 2016 anayasa referandumunda oluşan
“hayır cephesi”nin birlikteliğini pekiştirmek için yapılması gerekenler yoktur.
ABD liderliğindeki İngiltere, İsrail, Almanya, Fransa gibi emperyalist devletler koalisyonunun
bölgemizde yarattığı yüzbinlerce ölüm, vahşet, kan, mülteci sorunu yoktur.
Suriye, Astana ve Soçi süreçleri, Türkiye-Rusya-İran ittifakı yoktur.
ABD’nin kuzey Suriye’de Türkiye sınırında, ülkemize karşı kullanmak için kurduğu 50 bin kişilik
PKK/PYD/ABD ordusundan bahis yoktur.
Bu PKK/ABD ordusunun toprak bütünlüğümüzü tehdit ettiği ve devletimiz için beka sorunu
yarattığı gerçeği yoktur.
Geç de olsa, ABD’nin kuzey Suriye’de Barzanistan’ın Akdeniz’e bağlanması için açmak istediği
“enerji-kürt” koridorunun en batı ucu olan Afrin’e yapılan askeri harekât yoktur.
SONUÇ
CHP’nin 36. Kurultay Bildirgesi ile parti teşkilatına verilen hedef ve öncelikler, vatansever
Atatürkçü gerçek CHP’lilerde büyük bir hayal kırıklığı yaratacaktır. Bu hedeflerle meşgul edilecek
parti örgütleri halktan iyice kopacak, parti işlevsiz hale gelecek, 2019 seçimlerini AKP Genel
Başkanına hediye ederek, parti yönetimine hakim olan sosyal demokratlar, partiyi küçültme
görevlerini bihakkın yerine getirmenin mutluluğu için “demokrasi, özgürlük, insan hakları”
tiyatrosuyla vakit geçirmeye devam edecekler, tek adam rejimine geçildikten sonra millet birliği
ve vatanın bölünmez bütünlüğüne parçalayacak eyaletleşme, federalizm, konfederal cumhuriyet
için yapılacak anayasa değişikliklerine “demokrasi ve özgürlükler” adına destek vererek ABD’nin
Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşmesindeki görevlerini tamamlayacaklardır.
Ama hiç kimse sürecin böyle işleyeceğini beklemesin.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ’ni kuran Kuvayı Milliye tarihi sorumluluğunu tekrar yerine getirecektir.
Haluk DURAL
4 Şubat 2018
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, çevreci, yüksek teknolojilerle donatılmış, 420 yolcu kapasiteli, yüzde 100 elektrikli metrobüsün test sürüşüne tanıklık etti. Test […]
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından düzenlenen Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, rekor bir katılımla yapıldı. […]
Küçükçekmece ilçesi, Fatih Mahallesi’nde bulunan Menekşe Sahil Parkı’nda yaşanan ölüm olayıyla ilgili soruşturma başlatıldı. İBB Park Bahçe ve Yeşil […]
Elektrik Kontrol ve Kumanda Panosu Sektöründe Faaliyet Gösteren Bazı Teşebbüsler Hakkında Soruşturma Açıldı Güç ve dağıtım transformatörü sektöründe faaliyet […]
Rekabet Kurulu, atık kağıt geri dönüşümü alanında faaliyet gösteren teşebbüslerin, atık kağıt ihraç etmek isteyen teşebbüslere ihracat için gerekli belgenin […]
Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay el değiştiren belediyelerde işten çıkarmalar yaşandığını ve taşeron işçilere kadro verilmesi […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM’de yaptığı basın toplantısında 9. Yargı Paketine yönelik görüşlerini dile getirdi. 8. […]
“Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı” CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. CHP […]
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez’e tebrik ziyaretinde bulundu. İmamoğlu, Çekmeköy Belediyesi girişinde alkışlarla karşılandı. Çerkez’e hayırlı […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...28 Nis 2024 0
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, çevreci, yüksek teknolojilerle donatılmış, 420 yolcu kapasiteli, yüzde 100 elektrikli metrobüsün test sürüşüne tanıklık etti. Test […]