Son güncelleme 5 Mayıs 2024 - 01:38
27 Ağu 2021 Köşe Yazarları, Refik Rıza EKİCİ, Sürmanşet 9
Atatürk’ün hayatındaki en zor günü 26 Ağustos 1922’dir.
Çünkü ;
BU TARİH ; TÜRK’LERİN ANADOLU’daki BAĞIMSIZ SON GÜNÜ OLABİLİRDİ.
Atatürk de bunun bilincindeydi.
Devlet 1911’den beri tam 11 yıldır savaştaydı.
Neredeyse tükenmek üzeredir ve Tek atımlık barutu kalmıştır.
Atatürk 1921’de 22 gün 22 gece ile dünyanın en uzun süren Sakarya Meydan Savaşı’nı kazanmış fakat ordunun önemli bir kısmı firar etmişti.
Üstelik mevcut subayların çoğu da şehit olmuştu.
Yunan ordusu ise Ankara önlerinden çekilip Afyon-Eskişehir eksenine İngiliz destekli “muazzam” bir savunma hattı kurmuştu.
İngilizler bu savunma hattı için “Türkler 6 ayda geçerse 6 günde geçmiş sayabilirler” diyordu.
Savunma hattı o kadar sağlamdı.
Atatürk de elbette ki bunun biliyordu. Uzun süre vuruşamazlardı. Savaş uzarsa cephane, erzak, para vs yetmezdi.
Batı Anadolu Yunan toprağı olurdu.
Bu nedenle düşmanı tek vuruşla imha etmek ve Anadolu’dan atmak gerekiyordu.
Atatürk bu iş için riskli bir plan oluşturdu.
Bu planı sadece üç Mustafa biliyordu:
Mustafa Kemal,
Mustafa İsmet,
Mustafa Fevzi…
Meclis savaşmak için Atatürk’e baskı yapıyor fakat Atatürk, 27 Temmuz’da futbol maçı düzenliyor, Ağustos ortalarında Çay partisi veriyordu.
Türk’ün savaşı taktiklerle doludur. Mete Han’dan Attila’ya Alparslan’dan, Fatih’e, Timur’a ve Mustafa Kemal’e… Türk tarihi savaş taktiklerini ustalıkla kullanan komutanlarla doluydu.
Futbol maçı ve çay partisi işin taktiğiydi.
Mustafa Kemal savaşın son hazırlıklarını yapıyordu.
Meclis’te Atatürk çok şiddetli bir şekilde eleştiriliyordu…
Bu eleştirileri duyan Yunan ordusu, Türklerin içine düştüğü durumdan keyif alıyor, rahat bir şekilde olan biteni izliyordu.
Atatürk’ün istediği de buydu.
O, muhaliflerini de taktiğin bir parçası haline getirmişti.
Savaştan birkaç gün önce, Çay partisi verildiği esnada hızlıca Konya’ya geçti.
Telgraf ve posta teşkilatı basıldı ve kontrol altına alındı.
Artık geldiğini kimse duyamayacaktı
Oradan cepheye geçti. Savaş planı masaya kondu.
Paşalardan itiraz eden oldu.
Harbiye’nin eski strateji uzmanı Yakup Şevki Paşa itiraz etti.
Paşa’ya göre bu delilikti. Kaybetme riski yüksekti. Başarısızlık halinde Ankara düşer, Milli Mücadele kaybedilir, Anadolu tamamen işgal edilirdi.
Plana göre cephanenin ikmali mümkün olmayacaktı.
Yani kurşun biterse işimiz kılıçlara kalacaktı.
Makineli tüfeğe karşı kılıç…
Atatürk “İkmali düşmandan yaparız” demişti. Ya düşman ele geçmezse büyük riskti.
Tartışma uzayınca Atatürk “Uğraşa uğraşa, ancak 1 yılda düşmanla az çok denk bir hale gelebildik.
Bir daha bu gücü yaratamayız. Bu sefer kesin sonuç almak, savaşı bitirmek zorundayız.
Bunun için de, tehlikesine rağmen, bu planın uygulanmasından başka çare göremiyorum” dedi.
Yakup Paşa “Bu planla kaybedersek bize vatan haini derler. Bu meclis bizi asar” diye itirazını sürdürünce Atatürk net konuştu:
“Korkmayın paşam. Sorumluluk bana aittir.
Kaybedersek beni hemen asarsınız!”
Peki ne yapılacaktı? Plan neydi?
Taarruzdan bir gece önce ordunun neredeyse tamamı mevzileri terk ederek yer değiştirecekti. Bu durum fark edilirse koca ordu hareketli halde yakalanır ve bir gecede imha olabilirdi.
Taarruzdan bir gece önce, 25 Ağustos günü, hava karardıktan sonra ordu harekete geçti.
Cepheyi terk ederek, Şuhut dağları arasından, bir patika vasıtasıyla Yunan hattının güneyine sızdı.
Kimse fark etmedi.
Koca milletin kaderini değiştirecek ordu, koca toplar, silahlar, onca yük…
Sessiz sedasız şekilde varması gereken yere vardı.
Sabahın ilk ışıklarından biraz önce bombardıman başlayacaktı. Dakikalar geçmek bilmiyordu.
Tan ağarmaya başladığında İsmet Paşa bombardımanı başlatacaktı.
Fakat hiç hesapta olmayan bir şey oldu. Etrafı sis bastı. Toplar kör olmuştu.
Bu durumda bombardıman başlayamazdı. Herkes şaşkındı.
Hava gittikçe aydınlanmaya ve fark edilme riski artmaya başlamıştı fakat Sis de dağılmıyordu.
Mustafa Kemal tepedeki karargahından çıktı. Canı çok sıkılmıştı.
Oldukça stresli görünüyordu.
Zaman akıp gidiyordu.
Havanın iyice aydınlanmaya başladığı saniyelerde sis bir anda dağılmaya başladı.
Düşman mevzileri artık görünüyordu.
Vakti gelmişti.
Derhal bombardıman için İsmet Paşa’ya talimat verildi.
26 Ağustos 1922 günü, saat 05:30’da Türk topları sessizliği bıçak gibi yırttı.
Cephane kısıtlıydı. Topların düşman mevzilerini yok edene dek cephanenin bitmemesi gerekiyordu.
Aksi halde taarruz yapılamazdı. Üstelik ordu da dağlık arazide çok zor bir durumda kalacak belki de imha olacaktı.
Toplar birbirini ardına ateşlenirken, Mustafa Kemal’in stresi arttıkça artıyordu!
Yaveri ve koruması Yarbay Muzaffer Kılıç onunla birilikte bombardımanı izlerken, Mustafa Kemal’in fısıldadığı cümleleri işitti;
Ya Rabbi!
Sen Türk ordusunu muzaffer et!
Türklüğün ve Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme!”
İsmet Paşa’nın bombardımanı bir şiir, bir müzik dinletisi gibiydi.
Yunan mevzileri tam isabetle vuruluyordu.
Yunan karargahı bu baskını “gerçek taarruzu gölgelemek isteyen kandırmaca” olarak algılamıştı.
Asıl hamle doğudan bekleniyordu.
Oysa ordu güneydeydi. Taktik adım adım işliyordu.
İsmet Paşa’nın topları kısa sürede Yunan mevzilerini parçaladı.
Sıra Türk askerindeydi.
Tepeler birer birer sarılıp ele geçirilmeye başlandı.
Bu sırada Yunan karargahı, İzmir’de bulunan Yunan başkomutana erişemiyordu. Çünkü telgraf hatları kesilmişti.
Gelen haberler nedeniyle karargahın kafası karışıktı.
Güneydeki baskın gerçek bir taarruz muydu yoksa şaşırtmaca mıydı karar verilemiyordu.
Komutan Trikupis her ihtimale karşı birlik kaydırmaya başladığı sırada Yunan başkomutandan telgraf geldi.
Başkomutan Hagi Anesti, baskının bir şaşırtmaca olduğunu düşünüyordu.
Bu nedenle birlik kaydırma hamlesi durduruldu.
Bu esnada Türk ordusu bölgeyi iyice ele geçirmeye başladı.
Yunan başkomutan İzmir’deydi.
Ama Türk başkomutan bizzat cephedeydi!
Ertesi gün, hava ağarırken ikinci taarruz başladı ve;
Türk askeri Afyon’a girdi.
Mustafa Kemal, karargahını derhal Afyon’a aldırdı.
Savaşın içinde olmak istiyordu.
Taarruzun adı KURT KAPANIYDI !
Yunan karargahı hileyi geç de olsa tamamen sezmiş ve tüm ağırlığı güneye kaydırmaya başlamıştı.
Bu defa Yakup Şevki Paşa kuzeyden taarruza kalkmış ve Yunan ordusunu şaşkına çevirmişti.
Ağutos’un 29. günü Türk ordusu Yunanı Dumlupınar’da çevreledi.
Düşman KURT KAPANINA girmişti.
Türk askeri süngü hücumuna kalktığı esnada Atatürk adeta sinir boşalması yaşadı.
Ateş hattına gitti.
Siperlerin üzerine çıktı ve “Hagianesti ! (Yunan Orduları Başkomutanı) GEL de ORDULARINI KURTAR!” diye haykırdı!
Ağustos’un 30. günü Yunan ordusu imha edildi ve kaçmaya başladı.
Fakat Yunan ordusunun geri çekilip yeniden mevzilenmemesi gerekiyordu.
Bu nedenle Atatürk o tarihi emrini verdi:
ORDULAR ! İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’dir ! İLERİ !
Ağustos’un 30. günü kovalamaca başladı.
İzmir’e 400 km vardı.
Önce Uşak’a girildi.
Ardından Yunan ordu komutanı Trikupis, 2 Eylül’de esir alındı
Türk ordusu 400 km’lik hattı 9 günde geçerek DÜNYA HARP TARİHİNDE EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR BAŞARIYA İMZA ATTI.
2 Eylül’de Eskişehir, 6 Eylül’de Balıkesir ve Bilecik, 7 Eylül’de Aydın, 8 Eylül’de Manisa kurtarıldı ve 9 Eylül’de İzmir’e girildi.
Yunan’lılarla beraber İngiliz’ler , Fransız’lar ve İtalya’nlar da DENİZE DÖKÜLMÜŞTÜ.
Tüm Anadolu, Türk ve İslam Dünyası bayram ediyordu.
Şimdi ;
Allah ile aldatanlara
Baş ağrısı, diş ağrısı bahanesiyle törene gitmeyenlere
Camilerde Atatürk’e beddua edenlere
Keşke Yunan kazansaydı diyecek kadar hain ve kindarlara
İki koyunu gütmekten aciz olduğu halde Milli Mücadeleyi küçümseyenlere de bir çift sözüm var;
Unutmayın ki;
İhanete varan bu özgürlüğünüzü hür ve bağımsız bir ülkede yaşamanıza vesile olan bu zafere borçlusunuz
Tüm Şehit ve Gazilerimizi Rahmet ve Minnetle anıyorum
Zafer Bayramımız kutlu olsun
Kalın Sağlıcakla
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, beyaz et ihracatının yasaklanmasına yönelik basın açıklaması düzenledi. Sarıbal, […]
Alpay’dan AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulanlar başta olmak üzere af çağrısı yaptı Milliyetçi Sol Parti Genel Başkanı Hüseyin Alpay, “genel […]
İl valisi Seddar Yavuz, Hıdırellez Bayramı Kutlama Mesajı Yayınladı. Vali Vali Yavuz Mesajında; Hıdırellez Bayramı soğuk kış günlerinden sonra baharın […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 1 Mayıs işçi bayramında grevdeki Mersen işçilerini ziyaret etti. Konuyla ilgili bakanlığa soru […]
İflah Olmaz İyimserlerin Eğitim’de Alternatif Yolculuğu Devam Ediyor… Kurulduğu günden itibaren çocuk haklarını hayata geçiren, katılımcı demokrasiyle yönetilen, ekolojik […]
Rekabet Kurulunun 26.07.2023 tarihli ve 23-34/644-M sayılı kararıyla Adana, Antalya ve Gaziantep illerinde faaliyet gösteren oto galerilerin 4054 sayılı Rekabetin […]
Mot Grup Bilişim Limited Şirketi’nin yeniden satıcılarının satış fiyatlarını tespit etmek ve internet satışlarını kısıtlamak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması […]
İstanbul’un 11 bin 500 noktasında internet erişim hizmeti İBB WiFi’da kota sınırlaması kalktı. İstanbullular artık Türkiye’nin en büyük ücretsiz internet […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen’e tebrik ziyaretinde bulundu. “Belediyelerimizde, değişim sürecinde dikkat etmemiz gereken çok […]
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 May 2024 0
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, beyaz et ihracatının yasaklanmasına yönelik basın açıklaması düzenledi. Sarıbal, […]
Çocukluk dönemi hariç,tüm ömrünü “VATAN” için savaşlarda geçiren,son nefesine kadar varını,yoğunu ve önemlisi hayatını bu topraklarda yaşayan TÜRK milletine adayan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını minnet,şükran ve saygıyla anılmalı.Ruhları şad, mekanları cennet olsun.Ne mutlu TÜRKÜM diyene…
Değerli Komutanım sözlerinizin temsili olan işte bu güzel yurdum emsalsiz sahipleri dün olduğu gibi bugünde var olacaktır, Özgürlüğünü esir etmiş beyinler elbet geldikleri gidecekleridir. Baş Komutan Gazi Mustafa Kemal ve Tüm Silah Arkadaşlarını Rahmet Anıyor Sonsuz Şükranlarımızı Sunuyoruz. Yüreğinize Sağlık
En büyük savaşımız, özgürlüğümüzün timsali , büyük taaruz emsali görülmemiş bir zafer Atatürk ve arkadaşlarını minnetle anıyoruz
Büyük taaruz türk milletine kutlu olsun
Çok değerli arkadaşım.
Eline ,yüreğine ,kalemine sağlık.Ne güzel yazmış, izah etmişsin.
Birde bunu yobaz kafalar anlaya bilse…
Neyse onlar anlamasa da olur.
Biz kaldığımız yerden devam ederiz.
Otuz Ağustos Zafer Bayramımız. Kutlu olsun.
Bizlere bu cennet vatanı her türlü zorluklara rağmen armağan eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kahraman askerlerini minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Onun büyük mücadeleler vererek kurduğu bu cumhuriyete ihanet edenleri delanetliyor ve kınıyorum.
Büyük zaferimizi özenle, ihtişamına yaraşan akıcı bir şekilde aktarmışsın değerli Abim. Ellerine, yüreğine sağlık. Bizlere bu zaferleri armağan eden tüm askerlerimize ve onlara desteklerini esirgemeyen tüm insanlara şükran, minnet ve saygılarımı sunuyorum. Şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
🙏👏👏👏👏👏
Zafer bayramımız kutlu olsun güzel insan.Kurtulus savaşının sürecini çok güzel anlatmış sınız birlerine ibret olması dileğiyle selam ve saygılarımla