Son güncelleme 2 Mayıs 2024 - 11:34
Eskiyen Bayramlar…
İnsanların mutlu koşuşturmaları arasında, hüzünlü bir şekilde ellindeki selpakları satamamanın mutsuzluğunu yaşıyordu. Ailelerinin yanında bir dükkandan diğer dükkana girerek ve her girdiği dükkandan bir poşet fazlayla çıkan çocuklara imrenerek bakıyordu. Eksik yanı geldi aklına bir anda. Satamadığı selpaklar umurunda değildi artık. İki yıl önce kansere yakalandığı ve ekonomik durumları iyi olmadığından dolayı tedavi göremeyen, gözleri önünde günden güne eriyerek acılar içinde ölen babası geldi aklına. Çöktü hemen dibinde bulunan kaldırama. Az önce her girdiği dükkandan ellerinde bir poşet fazlayla çıkan o çocuğa duyduğu özentinin bir önemi yoktu. Babasına duyduğu özlem, henüz 10 yaşındaki çocuğun bayram kıyafetine duyacağı sevincin önüne geçemezdi. Keşke keşke babam yanımızda olsaydı, o zaman yeni ve süslü kıyafetlerin ne önemi olurdu ki. O bizi sarıp sarmalar, bana gösterdiği sevgiyle sevinir, başımı okşayarak boğduğu öpücüklerle mutluluğun daha fazlasını yaşatırdı “ diye mırıldanmaya başladı. Fakirdi ama büyük bir yüreği vardı, bizi sevgisi doyuruyor, gösterdiği şefkat ise ısıtmaya yetiyordu dedi. Bir zamanlar babasının tutuğu ellerine gitti, akan yaşlarla ıslanan gözleri. Eline sıkıştırdığı selpakları gördü ve oturduğu yerden bir anda kalktı. Yaklaşık 9 saattir geziyor ve buna rağmen yeteri kadar selpak satamamıştı. Büyük adımların arasına doğru yürümeye başladı yine. Buruk ve titreyen sesiyle “ amca, teyze selpak alırmısın? “ diyerek elindeki selpakları satmaya çalışıyordu. Eve giderken eksik olan okul defterlerini alacağına dair kardeşine söz vermişti. Daha fazla selpak satması gerekiyordu. Ancak hava kararmaya başlamıştı. Talaşlı atılan büyük adımlara sesini duyurabilmek için, sesini biraz daha yükseltti. Kardeşine sözünü tutamayacağı için hepten duygu seline kapıldı ve sesi artık daha bir ağlamaklı çıkıyordu. Ertesi gün bayramdı ancak her iki çocuğun tek derdi okul defterleri ve babasının ölümünden sonra felç geçirerek yatağa mahküm olan anneleriydi. Sıcak bir el hissetti başında. Kafasını kaldırdı, uzunca boylu orta yaşlarda bir adam… Amca selpak alırmısın dedi, çocuk. Selpakçı çocuğu oturduğu yerden beri takip ediyordu adam. Kaç para bakim bir selpak? Mutlu bir ses tonuyla 1 TL dedi çocuk. Peki kaç tane selpakın varsa hepsini alıyorum dedi, adam. Tebessüm ve sevinçle hepsini, gerçekten hepsini mi alacaksınız dedi. Evet say bakalım poşetin içindeki selpakları da tamamı kaç taneymiş dedi. Hemen poşeti yere koydu ve minik elleriyle saymaya başladı. 102, tam 102 tane selpak var amca dedi, kafasını kaldırıp. Peki diyerek cebinden parayı çıkardı ve çocuğa parayı uzattı. Peki ama siz bu kadar selpak’ı ne yapacaksınız diye sordu adama küçük çocuk. İlk oturduğun kaldırımdan beri seni takip ediyorum. Bir ara gözlerinin yaşardığını gördüm ellerindeki selpaklara bakarak. Çocukluğum geldi aklıma. Bende selpak satıyordum. Neden seninde mi baban ölmüştü,sen küçükken ? diye sordu çocuk. Evet dedi adam. Annemde babamda ben çok küçükken geçirdikleri trafik kazasında ölmüşler. Beni de akrabalarım istemediği için yurda vermişler. Yediğim dayaklardan vücudumda morarmadık yer kalmamıştı. Bende yurttan kaçtım ve selpak satarak geçimimi sağladım. Yazları pazarlarda limonata soğuk su satıyordum. Sonra bir amca geldi beni elimden tuttu ve okula yazdırdı. Hem okuyor hemde çalışıp geçimimi sağlıyordum diyerek devam etti adam. Ben okulu bırakmak zorunda kaldım. Ama kardeşim okula gidiyor. Sizin aldığınız selpakların parasıyla da kardeşimin okul defterlerini alacağım. O okuyup doktor olacak ve yatalak annemi iyileştirecek dedi, çocuk. Adam duygulanmıştı. Benim karnım aç, seninde açtır bana yemekte eşlik edermisin. Bak hem satacağın selpakta kalmadı dedi adam. Çocuk utangaçlıkla tamam dedi. Yenilen yemek eşliğinde çocuk ve adam iyice kaynaşmıştı. Çocuk bir an camdan dışarı baktı ve havanın hepten karardığını gördü. Telaşla yerinden kalkarak geç oldu, kardeşim ona alacağım defterleri bekliyordur hem annemde merak etmiştir. Daha gidince onlara yemek yapıp sonrasında kardeşimin giyeceği kıyafetleri hazırlayacağım. Yarın bayram namazına gelecek benimle. Camiden sonrada mezarlığa gideceğiz. Lütfen bana müsaade edin dedi çocuk. Nerede oturduğunu sordu çocuğa adam. Bulundukları yere arabaya bile yarım saate gidiliyordu. Adam seni ben bırakabilirimiyim diye sordu çocuğa. Bilmem ki daha defter alacam kardeşime, sizin işiniz vardır şimdi. İşlerimi bitirdim ve seni evine götürmek istiyorum. Hem artık biz arkadaş sayılırız, belki zaman zaman ziyaretine gelirim diyerek birlikte çıktılar oturdukları lokantadan. Önce kardeşine söz verdiği defterleri aldılar sonra evin yolunu tarif etmeye başladı çocuk. Adama eve girene kadar teşekkür etti küçük çocuk. Eve girdiğinde yüzü gülüyordu çocuğun. Kardeşi ve annesi onu uzun süredir ilk defa böyle mutlu görüyorlardı. Yaşadıklarını anlatırken çalınan kapı sözünü kesti. Açılan kapının arında yerde duran poşetler. Sağa sola baktı çocuk. Yırtık ayakkabılarını giydi ve sokağın köşesine kadar yürüdü. Kimse yoktu… Poşetleri aldı ve içeri girdi. Kendine kardeşine hatta annesine bile için alınmış kıyafet ve ayakkabılar vardı poşetin içinde. Şaşkın ama mutluydular. Kardeşi poşetin içinden not yazılmış bir kağıt çıkardı.
“ Ben sende kendimi gördüm küçük ama büyük yürekli çocuk. Küçükken duyduğum ve bu gün var olduklarımdan dolayı unuttuğum mutluluklarımı hatırlattın. Ayakkabının içinde hem senin hem kardeşinin eğitimine yetecek miktarda para var. Sende eğitimine devam et… Bu bayram sizin bayramınız olsun çocuk. Bayramınız mübarek olsun….
Bayramlardan hep “ ah eski bayramlar nerde “ diye bahsediyoruz. Eskiyen ve bayram heyecanı değil, sahip odlularımız arasında kaybettiğimiz değerlerimiz.
Bayramınızın çocuk coşkusuyla geçmesi dileğiyle BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN
Rekabet Kurulunun 26.07.2023 tarihli ve 23-34/644-M sayılı kararıyla Adana, Antalya ve Gaziantep illerinde faaliyet gösteren oto galerilerin 4054 sayılı Rekabetin […]
Mot Grup Bilişim Limited Şirketi’nin yeniden satıcılarının satış fiyatlarını tespit etmek ve internet satışlarını kısıtlamak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması […]
İstanbul’un 11 bin 500 noktasında internet erişim hizmeti İBB WiFi’da kota sınırlaması kalktı. İstanbullular artık Türkiye’nin en büyük ücretsiz internet […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen’e tebrik ziyaretinde bulundu. “Belediyelerimizde, değişim sürecinde dikkat etmemiz gereken çok […]
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) […]
TÜRK-İŞ tarafından bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlaması Bursa’da yapıldı. Haberi Paylaşabilirsiniz sevgili emekçi kardeş Konfederasyona […]
Kıbrıs’ın Sahibi Biziz Prof. Dr. Ata Atun Bir dönemin ağızlardan düşmeyen cümlesiydi bu. Arkalarını Atlantik İttifakına ve Hristiyan dünyasına […]
Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, 3. mutluluk reçetesini de yazdı Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görev […]
ANKARA- 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı […]
İktidardaki AK Parti ise 2. çıktı. Üstelik TBMM’de çoğunluğu da yok. MHP bastonuyla yürüyor. Türkiye bu iktidarla artık huzuru […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...02 May 2024 0
İstanbul’da binlerce konut inşa eden İMC Turizm İnşaat, Edremit Körfezi’nde ilk projesini Burhaniye Ören Ayaklı mevkisinde ‘Şefika Hanım Evleri’ projesini […]