Son güncelleme 11 Mayıs 2024 - 02:16
01 Ara 2017 Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Değerli Dostlarımız,
NATO tehdidi ve S-400 gerçeği konulu yazımın birinci bölümünü ekte bilgi ve değerlendirmelerinize sunuyorum.
Saygılarımla,
Haluk DURAL
Millî Merkez Genel Sekreteri
============================
NATO tehdidi ve S-400 radar gerçeği – 1
Özet Türk Ordusunun Fırat Kalkanı Harekâtı, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve müttefiklerinin komutasındaki IŞİD+(PKK=PYD=SDG) tarafından kurulmak istenen Kürt koridorunu Fırat nehrinin batısında durdurmuştur. ABD’nin dışlandığı Astana Kararları çerçevesinde oluşturulan Rusya+İran+Türkiye işbirliği giderek Irak ve dolaylı olarak Suriye’nin da katıldığı bir ittifaka dönüşmektedir. Bu gelişmeler karşısında bölge haritası halen ABD’nin istediği gibi şekillenememiştir. Türkiye’nin Suriye ve kuzey Irak’ta Barzani karşıtlığı çerçevesinde Rusya+İran+Türkiye üçlüsüne Irak ve dolaylı olarak Suriye’nin de katılabileceği ihtimali ABD ve NATO’da Türkiye karşıtı seslerin yükselmesine yolaçmıştır. ABD ve NATO ülkelerinde Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması isteğinin giderek daha yüksek seslendirilmekte olduğu bu dönemde, Türkiye’nin tehdit algılamasında değişiklikler olmaktadır. Türkiye’nin yüksek irtifa hava savunma sistemi ihtiyacı için 2013 yılında açtığı ihaleyi kazanan Çin HQ-9 sistemi alımı ABD ve NATO’nun baskısıyla iptal edilmiş, ancak savunma eksikliğinin günümüzde daha da acil hale gelmesi üzerine Rusya’dan S-400 sistemi alınması karara bağlanmıştır. Bu karar üzerine ABD ve NATO, Türkiye’yi gerçekçi olmayan gerekçelerin arkasına sığınarak açıkça tehdide başlamıştır. Gerekçelerin mesnetsizliği Türkiye’nin S-400 alımı kararının ne kadar doğru olduğunun en açık kanıtı olmaktadır. Yazımızın Hava Gözetleme ve Erken İkaz Radarları başlığı altında kaynak göstererek vermiş olduğumuz kısaltılmış bilgiler, konuya yakın olmayan okuyucular için fazlaca teknik ve anlaşılmaz gelebilir. Ancak bütün bu bilgilerden çıkartılacak çok önemli sonuçlar bulunmaktadır. Rusya’dan alınacak S-400 hava savunma sistemleri ile ilgili bilgiler yazımızın ikinci bölümünde verilecektir. Sayfa 2 / 9 1- Giriş Sadece Irak’ta 1,5 milyon kişiyi öldüren, 2,4 milyon insanı sakat, öksüz ve yetim bırakan ve milyonlarca insanı yerinden yurdundan eden batı emperyalizminin lideri ABD ve müttefikleri İngiltere, İsrail, Fransa, Almanya ve bu bloka dahil diğer yandaş ülkelerin 1991 yılından beri Ortadoğu’da başlattıkları kanlı ve vahşi saldırılar, altı yıldır Suriye’de olanca şiddetiyle devam etmektedir. Bugüne kadar Suriye’de 500 bin kişinin ölümüne, 6 milyona yakın kişinin mülteci olmasına yolaçan emperyalist saldırıya rağmen Suriye merkezi hükümet kuvvetleri ve Rusya ile İran’ın aktif ve etkin desteği karşısında bölge haritası halen ABD’nin istediği gibi şekillenememiştir. Türk Ordusunun Fırat Kalkanı Harekâtı, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve müttefiklerinin komutasındaki IŞİD+(PKK=PYD=SDG) tarafından kurulmak istenen Kürt koridorunu Fırat nehrinin batısında durdurmuştur. ABD’nin dışlandığı Astana Kararları çerçevesinde oluşturulan Rusya+İran+Türkiye işbirliği giderek Irak ve dolaylı olarak Suriye’nin da katıldığı bir ittifaka dönüşmektedir. Ayrıca Kuzey Irak’ta yapılan bağımsızlık referandumunu hükümsüz kılan Türk, Irak ve İran ordularının işbirliği ve desteği ile Irak ordusu, Kerkük ve önemli petrol bölgelerini Barzani peşmergelerinden kurtarmış, IŞİD’i Irak’tan neredeyse tamamen temizlemiş, Irak merkezi Hükümetinin tüm Irak’ta etkinliğini arttırmıştır. Türkiye+Rusya+İran ve dolaylı Suriye işbirliği ile Türk Ordusu İdlip’e girmiş, PKK hakimiyetindeki Afrin’in güneyinde kontrol üsleri kurmaya başlamış ve İdlip IŞİD’den temizlendikten sonra sıraya Afrin ve Münbiç konulmuştur. Üçlü işbirliği ile bu harekâtlar tamamlanırsa ABD’nin kuzey Suriye’de oluşturmaya çalıştığı Kürt koridoru tamamen bitecek ve bölgede Suriye ordusu ülke toprakları üzerindeki egemenliğini yeniden tesis edecektir. Bütün bu gelişmelerin ABD planlarını sekteye uğratması ve Türkiye’nin üçlü ittifak ve özellikle Rusya ile ilişkilerindeki yoğunlaşma ve yakınlaşmalar yüzünden ABD, Almanya ve NATO ile ilişkilerinde gerginlikler ortaya çıkmıştır. Bunlara ek olarak; güney Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacını karşılamak için projelendirilen Türk Akımı sözleşmesi sonuçlanmış ve Karadeniz’e gaz boruları döşenmeye başlamış ve en önemlisi ise Türkiye’nin Rusya’dan S-400 yüksek irtifa hava savunma sistemleri alımı kesinleşmiştir. S-400 hava savunma sistemleri alınması gündeme gelince önce ABD ve devamında NATO’dan Türkiye’ye yönelik dozu giderek artan tehditler savrulmaya başlanmıştır. Türkiye’nin Rusya’dan satın almayı planladığı S-400 füze savunma sistemi konusunda Amerikan yönetiminin duyduğu rahatsızlığı dile getiren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Türkiye’nin S-400 planlarına dair endişelerini yinelerken, Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Johnny Michael de S-400’lerin potansiyel satın alımı konusunda Türk yetkililere kaygılarını ilettiklerini söylemiştir. Sayfa 3 / 9 İttifak üyelerinin NATO sistemiyle, diğer üye ülkelerinin şu anda sahip olduğu sistemlerle birlikte çalışabilir askeri teçhizata sahip olmasının önemli olduğunu vurgulayan Nauert, “Eğer haberlerde geçtiği gibi Türkiye bir Rus sistemi olan bu S-400’leri satın alacaksa, (bu sistem) bu standarda uymaz dolayısıyla bu tabi ki bizim açımızdan endişe oluşturur” diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Michael, “Herhangi bir büyük çaplı füze savunma sistemleri satın alımında NATO’yla birlikte çalışabilirliğin önemini vurgulamaktayız” ifadesini kullandı. AB’nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Pierini, Le Figaro gazetesine ihaleyi değerlendirirken, “Bugün öncelikle NATO’yu zayıflatmak isteyen Rusya’nın diplomatik bir zaferi söz konusudur. Darbe girişiminden sonra son derece ağır bir şekilde tecrübeli kadroları hava kuvvetlerinden temizlenen Türk ordusunun, S-400’leri tek başına kullanması olanaksız. Bu da demektir ki, Rusya, Türkiye’ye 100 ila 200 adet asker gönderecek. Ve ardından Kremlin, Türk savunma sistemine hem de son derece yüksek seviyede sızmayı başaracak” sözleriyle endişelerini dile getirdi. Fransız La Monde gazetesinin yorumunda göre ise “Ankara’nın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Türk ordusu içinde ciddi temizliğe gittiğini ve batı yanlısı çok sayıda üst düzey askerin ordudan uzaklaştırıldığını belirterek, şimdi ‘eurasien’ (Avrasyacı) yani Asya yanlısı subaylar belirleyici çoğunlukta ve bunlar Türkiye’nin Rusya, Çin ve Hindistan’a yakınlaşmasını savunuyor” görüşlerine yer vermiştir. [1] NATO Askeri Komitesi Başkanı Orgeneral Petr Pavel, 25.10.2017 çarşamba günü yaptığı açıklamada, “her bir ülkenin kendi savunma kararlarını vermekte serbest olduğunu ancak Türkiye’nin planlanan S-400 füzelerini almasının Ankara’nın NATO müttefikleriyle herhangi bir “hava savunma sisteminin parçası olmasını engelleyeceğini” ileri sürmüş, başka teknik kısıtlamaların da ortaya çıkabileceğini savunmuştur. Savunma Yazarları Grubu’nun ev sahipliğini yaptığı etkinlikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pavel, “Egemenlik ilkesi, savunma teçhizatının ediniminde açıkça görülüyor ancak ülkeler bu kararları vermede bağımsız oldukları gibi, kararlarının sonuçlarıyla yüzleşmede de bağımsızlar” dedi. “NATO füze savunma sistemleri ile entegre olmasa bile S-400’lerin bulunması, o ülke topraklarında potansiyel olarak konuşlandırılacak olan müttefik varlıkları için zorluklar yaratıyor” ifadelerini kullanan Pavel, müttefiklerin konuyu tartışmalarının, endişe ve potansiyel güçlükleri dile getirmelerinin adil olduğunu belirtmiştir. [2] ABD, Türkiye’nin savunma sistemini engellemek için son kozunu oynuyor. Washington S-400 füzelerini üreten Rus firmalar arasındaki Rusya devlet silah şirketi Rosoboronexport ve AlmazAntey şirketleri kara listeye almaya hazırlanıyor. Böylece füze alan Türkiye’ye de yaptırım kararı çıkaracak. [3] Defense News’e konuşan ABD Hava Kuvvetleri Müsteşar Yardımcısı Heidi Grant Türkiye’ye uyarılarda bulunarak, Rusya’dan S-400 füze savunma sistemleri satın alması halinde Türkiye’nin NATO teknolojilerine erişiminin kısıtlanacağını, ileriki aşamada da. F-35 tipi 5. nesil [1]: http://odatv.com/tskda-avrasyaci-subaylar-belirleyici-cogunlukta-1409171200.html [2]: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/natodan-s-400-aciklamasi-175784h.htm [3]:http://www.aksam.com.tr/dunya/abd-s400-fuzelerini-ureten-rus-firmalari-kara-listeye-almaya-hazirlaniyor/haber- 674465 Sayfa 4 / 9 bombardıman uçaklarını edinme ve kullanma imkanlarına yönelik tedbirler alınabileceğini, 2018 yılında planlanan Türkiye’ye F-35 sevkiyatıyla ilgili sorunlar çıkabileceğini” söylemiştir. S-400 anlaşmasının hayata geçmesinin Türkiye ve NATO arasındaki askeri işbirliğini ciddi şekilde etkileyeceğini kaydeden Grant, NATO stratejisinin S-400 sistemleriyle işbirliğine izin vermediğinin altını çizmiştir. [4] Türkiye’nin Rusya’dan S-400 yüksek irtifa hava savunma sistemi alma kararını kesinleştirmesi ile beraber, geçtiğimiz 8-17 Kasım tarihlerinde Norveç’te düzenlenen Trident Javelin-2017 NATO tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan “düşman” hedefler olarak gösterilmesiyle, ABD ve NATO’nun Türkiye’yi tehditlerine yeni bir halka eklenmiştir. Eğer Türk Ordusu Türkiye-Rusya-İran ve dolaylı olarak Suriye ile ortak mutabakat çerçevesinde İdlip, Afrin ve Münbiç harekâtını yaparsa, ABD ve NATO’dan benzer çıkışlar ve tehditler önümüzdeki günlerde artarak devam edecektir. [5] 2- Yüksek İrtifa Hava Savunma sistemi ihtiyacı Bir ülkenin hava savunma sistemi esas itibariyle iki ana unsurdan oluşur. Bunlar; (i) ülke hava sahasının tamamını kontrol eden bir orta/uzun menzilli radar ağı ve (ii) hava saldırılarına karşı koyabilecek bir hava savunma gücü. Hava savunma gücü ise savaş uçakları ve karadan-havaya uçaksavar/füzesavar füzelerden oluşur. Türkiye hava sahası NATO’ya entegre bir orta/uzun menzilli hava savunma radar ağı ile kontrol edilmektedir. Ülkemize yönelik olarak bombardıman uçakları veya avcı/bombardıman uçaklarıyla yapılacak bir saldırıya Türk Hava Kuvvetleri anında önleme ve karşı saldırı icra edecek savaş uçaklarına ve yeteneğine sahiptir. Ancak ülkemiz bir balistik veya seyir füzeleri ile yapılacak saldırılara karşı tamamen korumasızdır. Bu eksikliğin giderilmesi için uçak ve füzelere karşı etkili, yüksek irtifa veya Uzun Menzilli Hava ve Füze Savunma Sistemi-UMHFSS (Turkish Long Range Air and Missile Defence System TLoRAMIDS) ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın karşılanması için Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yapılan 7-8 yıl süren çalışmalar sonunda açılan uluslararası ihaleye EUROSAM (Fransız-İtalyan ortaklığı) Aster-30 SAMP-T ve MBDA (Fransız-İtalya-İngiliz ortaklığı), ABD Patriot PAC-3 MEADS sistemi (MEADS, Orta Menzilli Hava Savunma Sistemi-Medium Extended Air Defense System), Rusya S-400 hava savunma sistemi ve Çin HQ-9 sistemi ile katılmıştır. Başkanlığını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Savunma Sanayi İcra Komitesi 26 Eylül 2013 günü aldığı karar ile Yüksek İrtifa Füze Savunma Sistemi ihalesinin CPMEIC (China Precision Machinery Export-Import Company-Çin Hassas Makinalar İhracat ve İthalat Firması) isimli Çin firmasına verildiğini açıklamıştır. Ancak, Çinli firma ile görüşmeler iki yıl sürüncemede bırakıldıktan sonra, 15-16 Kasım 2015’de Antalya’da yapılan G-20 zirvesi başlamadan önce füze ihalesini kazanan Çinli firma temsilcileri ile görüşmeler yapılmış, ihalenin iptal edildiği tebliğ edilince Çinli firma yetkilileri zirve başlamadan Antalya’dan ayrılmışlardır. Türkiye’nin, Çin’in kazandığı füze ihalesi anlaşmasından vazgeçtiği, tam da G-20 toplantıları sırasında duyurulmuştur. [6] [4]: https://tr.sputniknews.com/savunma/201711171031038293-abd-turkiye-s400-nato-yeknoloji-erisim-kisitlanir/ [5]: Haluk Dural, NATO tehdidi, S-400’lere karşı F-35’ler! http://dunya48.com/haluk-dural/30623-haluk-dural-natotehdiid-s400lere-karsi-f35ler [6]: Haluk Dural, ÇİN Füzeleri Gerçeği, 18.11.2015 http://www.dunya48.com/haluk-dural/26939-haluk-dural-cinfuzeleri-gercegi Sayfa 5 / 9 2.1- Hava Gözetleme ve Erken İkaz Radarları [7] Türk Hava Sahası’nın hava savunma maksatlı olarak takip ve korunması sorumluluğu, 5593 Sayılı kanunun 3ncü maddesi ile Genelkurmay Başkanlığı’na verilmiş, Genelkurmay Başkanlığı da bir direktif ile bu sorumluluğu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na devretmiştir. Türk hava sahasının gerçek zamanlı (real time) kontrolü halen Eskişehir’de konuşlu 1nci Hava Kontrol Grup Komutanlığı ve Diyarbakır’da konuşlu 2nci Hava Kontrol Grup Komutanlığı’na bağlı sabit ve mobil Hava Radar Mevzi Komutanlıkları ile NATO fonlarıyla tedarik edilen ve desteklenen hava gözetleme ve erken ikaz radarlarınca sağlanmaktadır. Türk Hava Savunma Sistemi, 1972 yılında NATO Hava Savunma Yer Ortamı’na (NATO Air Defense Ground Environment NADGE) entegre olmuş ve 1990’lı yıllardan itibaren NATO’nun gelecekteki komuta kontrol yapısını oluşturacak NATO Hava Komuta Kontrol Sistemi (Air Command and Control System-ACCS) projesi kapsamında NATO fonları kullanılarak Türkiye’nin değişik bölgelerindeki eski radar mevzileri, yeni nesil hava gözetleme ve erken ikaz radarları ile değiştirilmeye başlanmıştır. 2.1.1- Sabit Radarlar Bu kapsamda; 500 km arama menziline sahip 3 adet F-Band (Frekans 3-4 GHz, Dalga boyu 7,5- 11 cm) Hughes HR-3000 3D[8] radarı (1m2 Radar Kesit Alanına-Radar Cross Section-RCS[9] sahip hedefin tespit menzili 320 km olarak veriliyor) 1987-1990 yılları arasında tedarik edilerek; 1- Finike-Antalya, 2- Pazar-Rize, 3- Mardin’de konuşlandırılmıştır. Söz konusu radarların başı uzaktan kumanda edilmektedir. (Uzaktan Kumandalı Radar Başı-UKRB statüsündedir.) 3 adet L-Band (Frekans 1,215-1,4 GHz, Dalga boyu 30-15 cm) AN/FPS-117 (TPS-117) 3D radarı da yine NATO kaynaklı olarak 90’lı yılların başında tedarik edilerek 1995-1997 yılları arasında hizmete girmiş; 4- Anamur (Maslan Dağı, Mersin) 5- Bartın (Amasra), 6- Mardin’de konuşlandırılmıştır. 470 km menzile sahip AN/FPS-117 radarları UKRB statüsündedir. [7]: Bilgiler esas itibariyle Savunma ve Havacılık Dergisi, 2011 sayı 147, sayfa 32-36 ve sayı 165/2014’de Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığının ilk komutanı Hv. Org. Abidin ÜNAL ile yapılan söyleşiden derlenmiştir. [8]: https://www.forecastinternational.com/archive/disp_old_pdf.cfm?ARC_ID=1618,https://www.wikizero.com/de/HADR _(Radar), 3D (3 dimentional): Üç boyutlu radar görüntüsü [9]: Radar Cross Section, http://www.radartutorial.eu/01.basics/Radar%20Cross%20Section.en.html Etkin yansıtma yüzeyi olarak adlandırılan Radar Kesit Alanı, uçan bir cismin radar dalgalarını yansıtma yüzeyi olup, uçan cisme özgün birçok etmenlere bağlı olan bir büyüklüktür. Metrekare (m2 )cinsinden verilen Etkin Yansıtma Yüzeyi pratik olarak şunlara bağlıdır: – uçan cismin büyüklüğü, – o anki uçuş noktası, – radar cihazının gönderim frekansı, – kullanılan malzemeler, – ve uçan cismin yüzeyinin elektriksel özellikleri. Sayfa 6 / 9 NATO NADGE hava savunma ağı kapsamında tedarik edilen son radarlar ise 1998-2007 yılları arasında hizmete giren Selex Sistemi Integrati ürünü 1 adet S-Band (Frekans 2-4 GHz, Dalga boyu 7,5-15 cm) RAT-31SL/T ve 7 adet L-Band (Frekans 1-2 GHz, Dalga boyu 30-15 cm) RAT- 31DL [10] uzun menzilli hava ve balistik füze tespit radarı olmuştur. 1998 yılında teslim edilen 450 km menzile sahip S-Bandı RAT-31SL/T radarı, 1997 yılında harekât görevinden alınarak Ayancık (Sinop)’tan yeni yeri olan İnebolu Dikmen Tepe (Kastamonu)’ye taşınan Hava Radar Mevzi Komutanlığı bünyesinde konuşlandırılmış olup, UKRB statüsünde harekât görevini yapmaktadır. 7- İnebolu Dikmentepe (Kastamonu), RAT-31SL/T 500 km menzile sahip yine UKRB statüsündeki RAT-31DL radarlarının bulunduğu yerler: 8- İnebolu Dikmentepe (Kastamonu) 9- Yenice (Lüleburgaz), 10- Pireşit (Van), 11- Karabelen (İzmir), 12- Ekecek (Aksaray), 13- Sandıklıyurt (Afyon), 14- Keseciklitepe (İskenderun) 15- Yamadağ (Malatya) Bu radarlar, Balistik Füze Tespit kabiliyetine sahiptir. 2.1.2- Taşınabilir Radar Sistemleri NATO radar ağına entegre yukarıda sayılan sabit radarların dışında, ayrıca milli kaynaklarla tedarik edilen ve 1994-2000 yılları arasında HvKK’na teslim edilen Taşınabilir Radar Sistemleri; toplam 14 adet ThalesRaytheonSystems lisansı altında üretilen TRS-22XX radarından (3 Boyutlu- 3D S-Band (E/F Band), Frekans 2-4 GHz, Dalga boyu 7,5-15 cm) ve 18 adet C3 (Communication, Command and Conrol; İletişim, Komuta ve Kontrol) sisteminden oluşmaktadır. Taşınabilir Radar Sistemleri ile hava savunma şemsiyesi iyice genişletilmiş ve derinliğine bir hava örtüsü sağlanmıştır. Anten ağırlığı 15,4 ton, dönüş hızı ise dakikada 6 tur olan TRS-22XX radarı[11], 30 km irtifa ve 470 km menzilde etkin olarak kullanılabilmektedir. Taşınabilir Radar Sistemleri’nde yeralan ve Ayesaş [12] tarafından üretilen C3 (Communication, Command and Conrol-İletişim, Komuta ve Kontrol) sistemleri sahip oldukları Link 11B (Taktik Veri Değişimi-Tactical Data Exchange) [13] kabiliyeti ile NATO E3A AWACS, Barış Kartalı HİK (HİK-Türkiye’nin Havadan Erken İhbar Kontrol, erken uyarı uçakları) ve DzKK unsurları ile taktik resim alışverişi yapabilmekte, Link-1 (Tactical Data Exchange for Air Defense; Hava Savunması için Taktik Veri Değişimi) vasıtasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın HErİKKS (Hava Savunma Erken İkaz ve Komuta Kontrol Sistemi) sistemleriyle taktik resim alışverişi yapabilmekte ve [10]: RAT-31DL ve türevi RAT-31SL/T, https://en.0wikipedia.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvU2VsZXhfUkFULTMxREw [11]: http://www.kokpit.aero/tsr-22xx-mobil-radar, https://yazilimcorbasi.blogspot.com.tr/2012/02/trs-22xxradar.html [12]: Aydın Yazılım ve Elektronik Sanayi A.Ş. http://www.ayesas.com/tr [13]: NATO’nun kullandığı sayısal veri iletim hattı, https://www.0wikipedia.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTUlMLVNURC02MDEx Sayfa 7 / 9 ATDL-1 (Ordu Taktik Veri Değişimi-Army Tactical Data Exchange Link-1) kabiliyeti ile de taktik resmin aktarılması ve silah kontrol komutlarının iletilebilmesi amacıyla füze sistemlerine entegre olabilmektedirler. Ayrıca envantere kazandırılmakta olan daha emniyetli ve kabiliyetli Link-16 [14] data link sisteminin yaygınlaştırılması ile mevcut yetenek daha da artırılmış olacaktır. Türkiye’nin ilk özgün Hava Savunma Sistemi olan Türk Mobil Radar Kompleksleri (TMRK) Sistemi, içinde bulunan ve Türk mühendislerinin katkılarıyla gerçekleştirilen Hava Savunma Komuta Kontrol yazılımı, donanımı, haberleşme sistemleri ve TDL (Taktik Veri Hattı-Taktik Data Link) gibi önemli alt-bileşenleri içeren entegre ve taşınabilir yapıda bir Hava Savunma Sistemi’dir. Sistemdeki radarlar eski Thomson-Tekfen Radar (TTR şimdi Havelsan Teknoloji Radar HTR), C3 sistemleri ise Ayesaş tarafından yurtiçinde imal edilmişlerdir. 30 Haziran 2006 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi-SSİK kararıyla 9 adet TRS-22XX radarı ile 9 adet C3 sisteminin modernize edilmesine yönelik olarak Savunma Sanayi Müsteşarlığı-SSM tarafından Radar Sistemi Modifikasyon ve Radar Komuta Kontrol Modernizasyon projeleri başlatılmış ancak, HvKK’nın kaynak kodlarıyla bütün haklarını alabileceğini değerlendirdiği NATO ACCS (NATO Air Command Control System) projesini bekleme yönündeki kararı neticesinde geçen süre zarfında her iki projede de önemli bir ilerleme kaydedilememiştir. Bugün itibariyle Türkiye’nin toplam 31 Radar Mevzi bulunmaktadır. Diğer yandan yine Ayesaş tarafından başarı ile gerçekleştirilerek hizmete sunulan Radar Ağı Projesi (RADNET) ile; Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan NATO ve Milli radarlar bir ağ ortamında birleştirilmiş, bu radarlardan elde edilen bilgiler ile tüm Türkiye’yi kapsayan hava resmi oluşturularak istenilen komuta kontrol merkezinden izlenebilir hale getirilmiştir. Bu sayede hava resmi konusunda anlık durum tesbiti en üst düzeye taşınmış ve karar verici makamlara sunulmuştur. Yine aynı proje ile NATO’dan farklı olarak radarların uzaktan kontrol kabiliyetleri de ikiden fazla kontrol merkezinden yapılabilme kabiliyetine kavuşmuştur. Bunlardan birincisi Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM)-Eskişehir Komutanlığı asli harekât merkezi, ikincisi BHHM-Diyarbakır ise yardımcı harekât merkezi olarak faaliyet göstermektedir. NATO’nun Hava Savunma Sistem altyapısını yenileme faaliyetleri kapsamında yürütülen ve radarların kontrolünün bir ağ yerine birebir bağlantı üzerinden yapılacağı ACCS projesine bağlantı da yine RADNET üzerinden gerçekleştirilecektir. 3- NATO Hava Komuta Kontrol Sistemi-ACCS [15] NATO hava komuta kontrol altyapısının karşılıklı çalışabilirlik kabiliyetinin tesisi açısından 48 değişik radar tipi ile yaklaşık 300 sensörün birbiri ile irtibatlandırılmasını kapsayan NATO Hava Komuta Kontrol Sistemi (Air Command vad Control System-ACCS) Projesi sayesinde taktik veri linkleri de dahil olmak üzere, tüm kontrol ihbar unsurlarından gelen hedef bilgileri ARS [16] (Air Operation Center+RAP Production Center+Sensor Fusion Post “RAP: Recognized Air Picture”) denilen merkezlerde toplanarak, birbirleriyle ilişkilendirilmek suretiyle müşterek harekât resmi [14]: NATO’nun kullandığı sayısal veri iletim hat tı, https://www.0wikipedia.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTGlua18xNg [15]: https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_8203.htm [16]: (Air Operation Center+RAP Production Center+Sensor Fusion Post Air Operation Center: Hava Harekât Merkezi RAP: Recognized Air Picture Production Center-Tanımlanmış Hava Resmi Üretim Merkezi Sensor Fusion Post: Radar/Uydu verilerini Birleştirme Merkezi Sayfa 8 / 9 oluşturulacak, planlama ve görevlendirme ile harekâtın icrası aynı sistem tarafından yapılarak karar süreci kısaltılmış olacaktır. NATO’nun gelmiş geçmiş en büyük tedarik projelerinden olan ACCS, iki safhada gerçekleştirilmektedir. Birinci aşama olan Doğrulama (Validation) Safhasında, ACCS çekirdek yazılımının geliştirilmesi ve doğrulanması daha önce belirlenen 4 mevzide yapılacaktır. Bunlar; 1-Birleşik Hava Harekât Merkezi (Combined Air Operation Center-CAOC) Uedem/Almanya, 2-Birleşik ARS (Combined ARS-CARS) Poggio Renatico/İtalya, 3-CARS Lyon/Fransa, 4-ARS Glons/Belçika. Uygulama (Replication) olarak isimlendirilen ikinci aşamada ise, birinci aşamada doğrulanan yazılımın diğer mevzilerde kurulması planlanmıştır. Eskişehir’de kurulacak olan ARS tamamlanmış olup, Diyarbakır ARS merkezinin kurulumu devam etmektedir. Tüm Türk Hava Sahasının ihbar ve kontrolü ARS’lerin her birinden yapılabilecek ve Eskişehir ve Diyarbakır ARS birbirini yedekleyebilecektir. NATO fonlarından tedarik edilen sabit radarların Ayesaş tarafından üretilen C3 (Communication, Command and Conrol-İletişim, Komuta ve Kontrol) sistemlerine bağlantısı sağlanmış, milli olarak tedarik edilen taşınabilir TRS-22XX Radarlarının C3 dışındaki diğer kontrol ihbar merkezlerine bağlantısı ve NATO ACCS’a uyumlandırılması tamamlanmıştır. Ülkemizdeki NATO’ya entegre hava savunma radar ağlarının dışında Malatya-Kürecik’te bir Amerikan AN/TPY-2 tipi bir radar bulunmaktadır. Gerçekte bu radar NATO’ya değil, doğrudan ABD’ye aittir ve hiçbir bilgiyi Türkiye ile paylaşmadığı gibi, Türk Hava Kuvvetlerinin özellikle doğu ve güneydoğudaki bütün harekâtını izlemektedir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz. [17] Orjinal Kaynak: [18] [17]: Haluk Dural, ABD-NATO Avrupa Füze Kalkanı ve İhanet Hançeri Kürecik Radarı http://www.guncelmeydan.com/pano/avrupa-fuze-kalkani-ve-kurecik-radari-haluk-dural-t31794.html#p152287 [18]: NATO Air Command and Control System (ACCS) Level of Operational Capability 1 (LOC1), Dominique Guillerm, Senior Systems Engineer, PENS Symposium, 17th 18th Oct 2012, Bruxelles Sayfa 9 / 9 2.1.4- Sonuç Özetle; Hava Gözetleme ve Erken İkaz Radarları başlığı altında kaynak göstererek vermiş olduğumuz kısaltılmış bilgiler, konuya yakın olmayan okuyucular için fazlaca teknik ve anlaşılmaz gelebilir. Ancak bütün bu bilgilerden çıkartılacak çok önemli sonuçlar bulunmaktadır: – NATO’dan tedarik edilen sabit radarlar ve yerli üretim radarlarımızdan ve uçaklar, gemiler, uydular gibi değişik sensörlerden Türk hava sahasında ve cıvarında tesbit edilen hava cisimleri hakkında elde edilen her türlü bilgi, RADNET sayısal (digital) veri yolları ile önce Eskişehir’deki Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi-BHHM’ne ve Eskişehir NATO ARS merkezine gelmekte, ARS üzerinden ise eş zamanlı olarak Almanya-Uedem’deki NATO Birleşik Hava Harekât Merkezi’ne (Combined Air Operation Center-CAOC) gönderilmektedir. – Radarlar tarafından tesbit edilen hava cisimlerin kimliği, bilinen özellikleri, seyir rotaları ve muhtemel hedefleri Eskişehir ve Diyarbakır Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezleri ile Uedem’deki NATO merkezinde belirlenerek, planlama ve görevlendirme yapılmakta, tehdidin önlenmesi için Türk Hava Kuvvetlerinin ilgili unsurlarına harekât emri verilmektedir. – Radarlar tarafından tesbit edilen hava araçlarının tanımlanabilmesi, NATO desteğiyle alınmış sabit radarlar veya yabancı lisans altında yerli üretilmiş taşınabilir radarların veri kütüphanesindeki (data base) bilgilerle ve ARS’lerden Almanya’ya iletilen merkezdeki NATO bilgisayarlarında bulunan veri kütüphanesindeki bilgilerle kıyaslanması yapılır. – Yukarıda değindiğimiz, NATO Askeri Komitesi Başkanı Orgeneral Petr Pavel’in, 25.10.2017 çarşamba günü yaptığı açıklamada belirttiği, “her bir ülkenin kendi savunma kararlarını vermekte serbest olduğunu, ancak Türkiye’nin planlanan S-400 füzelerini almasının, Ankara’nın NATO müttefikleriyle herhangi bir hava savunma sisteminin parçası olmasını engelleyeceğini ve başka teknik kısıtlamaların da ortaya çıkabileceği” şeklindeki ifadeden, Türkiye’deki radarların veri kütüphanelerindeki bilgilerin artık güncellenmeyebileceği ve Eskişehir ve Diyarbakır ARS merkezlerinin, Almanya Uedem’deki NATO Birleşik Hava Harekât Merkezi-CAOC’deki verilere erişiminin kısıtlanacağı anlaşılmalıdır. Diğer bir deyişle, NATO tarafından Türkiye’deki radarların tesbit ettikleri hava taşıtlarını tanıma imkânının giderek azaltılıp, körleştirileceği, böylece Türkiye’nin erken uyarı ve hava savunma yeteneğinin zayıflatılacağı, ülkemizin düşman hava saldırılarına karşı korumasız bırakılacağı anlaşılmalıdır.
* * *
İSKİ, 740 milyon liralık yatırımla, Çatalca’nın atık ve yağmur sularını birbirinden ayıracak, böylece çevre kirliliği ile su baskınlarının önüne geçecek […]
CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, engelli kamu görevlilerinin emeklilik döneminde yaşadığı sorunlara […]
TBMM Genel Kurulda konuşan DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, bu iktidar olduğu sürece emeklilerin durumunun düzelmeyeceğini söyledi. […]
DEM PARTİ Grubu adına genel kurulda konuşan Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, birçok ülkenin Çin’in Uygur Türklerine yaptığı soykırımı […]
Düşük maaşlar, güvencesiz çalışma koşulları, sosyal haklardan mahrum edilen PIKTES öğretmenlerinin yaşadığı mağduriyetler saymakla bitmiyor” diyen CHP Kocaeli Milletvekili Prof. […]
Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip […]
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, beyaz et ihracatının yasaklanmasına yönelik basın açıklaması düzenledi. Sarıbal, […]
Alpay’dan AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulanlar başta olmak üzere af çağrısı yaptı Milliyetçi Sol Parti Genel Başkanı Hüseyin Alpay, “genel […]
İl valisi Seddar Yavuz, Hıdırellez Bayramı Kutlama Mesajı Yayınladı. Vali Vali Yavuz Mesajında; Hıdırellez Bayramı soğuk kış günlerinden sonra baharın […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 1 Mayıs işçi bayramında grevdeki Mersen işçilerini ziyaret etti. Konuyla ilgili bakanlığa soru […]
29 Nis 2024 0
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene,...17 Nis 2024 0
Eylül Aşkın Türkiye Haber Portalı’nda hazırlayıp...07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...11 May 2024 0
Aydın’da ikamet eden 18 yaşındaki lise öğrencisi Fatih Gökkurt, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için icat ettiği “ALGAN” isimli mini […]