CHP‘nin İstanbul Sarıyer’de “Suriye’de Barışa Açılan Kapı” başlığıyla düzenlediği “Uluslararası Suriye Konferansı” bir otelde gerçekleştirildi. Konferansa, Türkiye’nin vize vermediği Suriye yönetimini temsilen çağrılan davetliler katılamadı. İran, Irak, ABD ve Rusya’dan temsilcilerin katıldığı konferansta çok sayıda siyasetçi, diplomat ve gazeteci de hazır bulundu.
Konferansta ilk konuşmayı yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, etkinlik düzeniyle ilgili bilgiler verdi.
İMAMOĞLU: 4 MİLYON MÜLTECİNİN 3,5 MİLYONU SURİYELİ
Veli Ağbaba sonrası konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu insanlar, savaşı kabullenmedikleri için bugün burada bizimle yaşıyorlar. Hatırlayalım, sayıları milyonları aşan büyük bir Suriyeli kitlesi önce güney sınırlarımıza yakın il ve ilçelerimize sığındı. Bir müddet sonra ise tüm yurda dağıldılar. Bugün devletin resmi rakamlarına göre Türkiye’de 4 milyonu aşkın göçmen ve mülteci yaşıyor. Bu rakamın 3,5 milyondan fazlasının Suriyeli olduğu biliniyor. Resmi makamlara göre İstanbul’da ise 550 bin civarında Suriyeli var. Kimi sivil ve bağımsız kaynaklara göre, doğru rakam bu değil. Onlara göre, İstanbul’daki kayıtlı ve kayıtsız mülteci sayısı 1 milyondan fazla.” dedi.
KILIÇDAROĞLU: TEK AMACIMIZ; AKAN KANI DURDURMAK
Toplantının açılış konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “CHP olarak bu konferansla, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri onarmak için, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana attığımız adımlara bir yenisini ekliyoruz. Bu çabalarımızın tek bir amacı var; doğunun ve batının buluştuğu, kültürlerin bin yıllardır birbirleriyle kucaklaştığı coğrafyamızda akan kanı durdurmak ve bölge halklarının geleceğe eşitlik ve kardeşlik içinde umutla bakmalarını sağlamak. 2011 yılından bu yana yaşadıklarımız ve bugün geldiğimiz nokta, CHP’nin konuya ilişkin tutumunun ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle, doğru bildiğimiz yolda, yürümeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
İDLİB’DEKİ GELİŞMELER KAYGI VERİCİ
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriye’deki savaşın sona ermekte olduğuna ilişkin kanaat her geçen gün güçlenirken, Ankara ve Şam’ın önlerinde yanıt bekleyen sorular bulunduğunu ve barışa doğru atılması gereken adımların olduğunu unutmamalıyız. Suriye’nin farklı dil, din, mezhep ve etnik aidiyetlerinin oluşturduğu çoğulcu ve seküler toplum yapısının korunmasına da özen gösterilmesi büyük önem taşımaktadır. Biz hep savunageldik, bugün de aynı kararlılıkla savunuyoruz; Suriye’nin geleceğine Suriye halkının karar vermesi demokrasinin, egemenliğin ve bağımsızlığın olmazsa olmazıdır.”
İdlib’deki gelişmelerin son derece kaygı verici olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Ülkemizin terörle mücadelesinin elbette ki yanındayız. Ancak, terörle mücadelenin Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek ve doğrudan Şam yönetimiyle ilişki kurularak sürdürülmesinin en doğru yol olduğu inancındayız.” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NDAN ÇÖZÜM İÇİN 5 MADDE
Kılıçdaroğlu, Suriye sorunuyla ilgili çözüm önerilerini 5 maddede özetledi. Kılıçdaroğlu, önerilerini şöyle sıraladı:
“Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye’nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız. ABD ve Rusya’nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz.
Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız. Bugüne kadar, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bütün hamlelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Suriye yeniden güvenli ülke olduktan sonra ülkemizdeki sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmeli ve bu amaca uygun politikalar geliştirmeliyiz.”