Son güncelleme 19 Mart 2024 - 19:15
13 Eyl 2020 Manşet, Sürmanşet 0
Hürriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. İlber Ortaylı bugünkü köşesinde, “Sakarya zaferi” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Sakarya Meydan Muharebesi’nden ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’ndan söz eden Ortaylı, gelecek sene 100. yıl kutlamaları için önemli uyarılarda bulundu. Ortaylı, “Sakarya Muharebesi’yle Türkiye Büyük Millet Hükümeti, tanınan ve ön planda tutulan, önerilerinden ve stratejik planlamalarından çekinilen orduya sahip bir kuvvet olarak görüldü. Bu, 30 Ağustos için kaçınılmaz, dinamik bir dönemi başlattı. Gelecek sene 100. yıl kutlamaları ve anmaları olacak, ancak bu iki zaferin nutuklarla ve resmi geçitlerle kutlanması fazla bir şey ifade etmeyecektir. Evvela savaşın kalıntılarının tespiti ve restorasyonu yapılmalıdır. Gerekli toplantıların sağlanması ve medyadaki programların hazırlığına girişilmesi için vakit kaybedilmemelidir” dedi.
Yazar Selim Erdoğan’ın “Sakarya” kitabını da değerlendiren Ortaylı, Sakarya Meydan Muharebesi’nin topraklarında yaşanan utancı aktardı. Söz konusu utanç ise başta AKP olmak üzere tüm siyasi iktidarlara ait.
“Bugün Selim Erdoğan’ın tespit ettiği savunma mevzilerimiz ile şehit mezarlarımız taşocaklarının ve ihmalin elinde kalmıştır. Bunun, askeri mazisi parlak ve uygar bir memleket için utanç verici olduğunu söylemek zorundayız. Kaç zamandır bu konuya basında ve kamuoyunda işaret edilmesine rağmen kimsenin pek oralı olmadığı görülüyor. Acaba seneye 100. yıl anmaları yapılacağı zaman bu anmaların tertipleneceği Sakarya Şehitlikleri’ni yerinde bulabilecek miyiz?” diyen Ortaylı, 99 yıl önce bu savaşta canını vermiş kayıp kahramanların, toprak altında kefensiz yatanların ihmal edilmesine tepki gösterdi.
İlber Ortaylı’nın yazısı şu şekilde:
“Sakarya Muharebesi 22 gün, 22 gece sürecek, yani 23 Ağustos 1921’de başlayıp 13 Eylül 1921’de bitecektir. Sakarya Muharebesi’yle Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, tanınan ve ön planda tutulan, önerilerinden ve stratejik planlamalarından çekinilen orduya sahip bir kuvvet olarak görüldü. Bu, 30 Ağustos için kaçınılmaz, dinamik bir dönemi başlattı.
Kütahya-Eskişehir muharebelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ordularının Yunanlar karşısında etkin bir savunma gösteremediği açıktır. Bununla birlikte başta Anastasios Papulas olmak üzere Yunan ordu komutanları Anadolu içlerine ilerlemekten, yani yeniden iktidara dönen Kral Konstantin’in stratejisinden pek hoşnut değillerdi. Bunun realist olmadığı açıktır.
ROMA TAKTİĞİ UYGULANDI
Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa ve İcra Vekilleri Heyeti Başkanı (yani başbakan derecesinde sayılabilir) Fevzi Paşa, Batı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla mesafe bırakarak Sakarya hattının doğusuna çekilmesi gibi bir strateji uygulamaya başladılar. Bu ilginçtir, ancak tarihte uygulanmamış değildir. Roma orduları karşısındaki Mitridat’ın sistemidir. Aynı stratejiyi Napolyon’a karşı Kutuzov da uygulamıştır ama orada çok daha geniş bir alan ve Fransa için yabancı bir iklim söz konusuydu. Buna rağmen cesurane atılımın Sakarya’da tuttuğu görülecektir. Ordular bütün Osmanlı tarihi boyunca en güçlü zamanlarda bile düzenli bir ricat yapamıyordu. Ricat bir müddet sonra bir bozguna dönüşmekteydi. Hünyadi Yanoş’a karşı da 1440’larda bu görüldü. Ordu ancak Varna’da toparlanabildi ve müdafaaya geçebildi. 1683 yılının eylülündeki Viyana bozgunu ise ricatin bozguna dönüşmesidir. İlk defadır ki ricatin Roma ordularındaki recedere (Lat., geri çekilme) tarzında düzenli bir yöntemle uygulandığı görülür.
Ordu Sakarya kavsinin doğusuna çekilir. Yunan ordusu hızlı bir ilerleyiş içindedir. Komuta Georgios Hacıanestis’in elindedir. Yunan işgal ordusunun elinde nakliyat, hücum ve savunma bakımından büyük avantajlar da vardı. Üstelik de İç Batı Anadolu’da belirli merkezlerde Helen yerel halkın desteği de söz konusudur. Yunan ordusu Birinci Dünya Savaşı’na katılan orduların aksine yorgun değildir. Savunma stratejisi her birliğin kendi savunmasından mesul olmasına dayanır. Yani her birlik sonuna kadar direnecektir fakat bu bir telef ve bozguna dönüşmeden çekilme gerçekleşmelidir. Mühim olan hattı, yani belirli bir savunma çizgisini değil, geniş bir sathı elde tutabilmektir. Bu çekilme yanında bilhassa Türk süvari kuvvetlerinin ani ve çevik manevraları karşı tarafı yıpratmaktadır. Savaş 22 gün, 22 gece sürecek, yani 23 Ağustos 1921’de başlayıp 13 Eylül 1921’de bitecektir.
DOKUZ GÜN YÜRÜDÜLER
Taarruz pozisyonu içinde Yunan birliklerinin dokuz gün Türklerle karşılaşmadan yürüdükleri görülüyor. Ne kadar ilginçtir, benzer bir stratejiyi Timur, Bayezid’e karşı uygulamıştır. Orta Anadolu’da dokuz gün boyunca mahalli desteğin belirttiğimiz gibi çok küçük parçalarda söz konusu olduğu ve nakliyatın üstünlüğüne rağmen iaşenin pek de kolay olamayacağı temmuz sıcağında Anadolu’yu düşündüğünüzde bunun ne kadar zor olduğu anlaşılacaktır. 14 Ağustos’ta ileri harekâta geçen Yunan ordusu ancak 25 Ağustos’tan itibaren Sakarya Nehri doğusundaki Türk kuvvetleriyle karşılaştı. Çal Dağı’nı ele geçirdiler. Bu, Ankara’ya en çok yaklaşan stratejik mevki demektir. Fakat Haymana’nın güneyindeki Mangal Dağı’nda aynı başarıyı gösteremediler. Bir müddet sonra da Çal Dağı düşecek ve Türk kuvvetlerinin eline geçecektir.
BOZGUNA UĞRADILAR
9 Eylül’de ilerleme şansı kalmayan Yunan ordusu savunmaya geçti. İşte o andan itibaren savunmadaki Türk ordusunun ani bir taarruz emri almasıyla Yunan kuvvetlerinin savunmayı berkitme şansının kaybolduğu gibi ricatleri de düzenden bozguna dönüştü. Süratle birçok malzemeyi bırakarak Eskişehir hattının batısına çekildiler. Bir anda Sivrihisar, Aziziye, Bolvadin ve Çal yeniden TBMM Hükümeti’nin eline geçti. Sakarya Muharebesi boyunca tek hattan oluşan demiryollarının da üstün başarı gösterdiğini belirtmek gerekir. Demiryollarından Albay Behiç (Erkin) Bey sorumluydu ve kendisi çok başarılıydı. Bunu Türk ordusuna gönüllü olarak katılan Alman yüzbaşı Hans Tröbst’ün “Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı” adlı hatıratında da görmek mümkündür.
TÜRK TARAFINA GEÇTİLER
Hiç şüphesiz ki Sakarya Muharebesi’nin (23 Ağustos 1921-13 Eylül 1921) zaferle bitmesi İtilaf Devletleri’ni süratle toparlanmaya götürecektir. Fransa ve yanı başında İtalya, Türk tarafına geçtiler. Bununla birlikte Fransa’nın, Sevr’in tadilatı konusunda bazı tereddütler gösterdiği açıktır. Hatta Paris’teki politikacılar bu konuda Fransa’nın İstanbul’daki komiseri ünlü mareşal Franchet d’Esperey’nin Türk taraftarı yorumlarına bile pek katılmamış görülüyorlar. Buna rağmen Britanya, Yunan kabinesinin isteklerini duymazlıktan geldi ve reddetti.
Londra Konferansı da bir tertipti. Ankara’daki milli hükümeti bir nevi yatıştırma ve istediklerini vermeme amacının güdüldüğü açıktı. Lakin burada İstanbul’dan gelen heyet ve Sadrazam Tevfik Paşa’nın Ankara heyeti lehine takındığı tavır fevkalade önemlidir. Sadrazam Paşa, TBMM’nin dışişleri bakanı mesabesindeki Bekir Sami Bey’i söz sahibi meslektaş ve biraderi olarak gösterdi. Hiç şüphesiz ki oyalama taktiği İtilaf Devletleri kadar TBMM Hükümeti ve Mustafa Kemal Paşa tarafından da aynı şekilde kullanılacaktır. Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal Paşa’ya resmen Gazi unvanı ve Müşirlik rütbesini verdi.
ÖNÜMÜZDEKİ SENE 100. YILI
Sakarya Muharebesi’yle Türkiye Büyük Millet Hükümeti, tanınan ve ön planda tutulan, önerilerinden ve stratejik planlamalarından çekinilen orduya sahip bir kuvvet olarak görüldü. Bu, 30 Ağustos için kaçınılmaz, dinamik bir dönemi başlattı. Gelecek sene 100. yıl kutlamaları ve anmaları olacak, ancak bu iki zaferin nutuklarla ve resmigeçitlerle kutlanması fazla bir şey ifade etmeyecektir. Evvela savaşın kalıntılarının tespiti ve restorasyonu yapılmalıdır. Gerekli toplantıların sağlanması ve medyadaki programların hazırlığına girişilmesi için vakit kaybedilmemelidir.
SAVAŞIN İZLERİ İHMAL EDİLDİ
Sakarya Muharebesi’nin gelişiminin arazi üzerindeki tetkikini yapmak Sayın Selim Erdoğan’ın işidir. Coğrafya ve stratejiyi mükemmel bir şekilde işleyen ve geçtiğimiz yıl yayımlanan “Sakarya” kitabında, Yunan ordusunun harekâtı ve açıkları da değerlendirilmektedir. Bir noktayı burada önemle belirtmeliyim: Bugün Selim Erdoğan’ın tespit ettiği savunma mevzilerimiz ile şehit mezarlarımız taşocaklarının ve ihmalin elinde kalmıştır. Bunun, askeri mazisi parlak ve uygar bir memleket için utanç verici olduğunu söylemek zorundayız. Kaç zamandır bu konuya basında ve kamuoyunda işaret edilmesine rağmen kimsenin pek oralı olmadığı görülüyor. Acaba seneye 100. yıl anmaları yapılacağı zaman bu anmaların tertipleneceği Sakarya Şehitlikleri’ni yerinde bulabilecek miyiz?”
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, AK Parti Bursa İl Başkanlığına kayıtlı telefon numarasından Bulgaristan ve Yunanistan göçmeni […]
Ayvalık’ın AKP’li Belediye Başkan adayı Ali Gür’ün kentsel dönüşüm ve rezerv alanlarıyla ilgili yaptığı açıklama, Ayvalık’ta büyük tepkilere neden […]
Gelecek Partisi Bartın Belediye Başkanı Adayı Yasemin Dora Kurtkaya 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla açıklamada bulundu. Başkan adayı Kurtkaya! […]
Suriye’nin Halep şehrinde bir tıp fakültesi kurulmuştur bunun amacı nedir? Vatandaş Hastanelerden Randevu Alamıyor! Yoğun Bakımlarda Yer Yok! MR, Tomografi […]
Rekabet Kurulu 19.10.2023 tarihli toplantısında, Antep fıstığı alımı ve satımı alanında faaliyet gösteren bazı teşebbüslerin 4054 sayılı Rekabetin Korunması […]
Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi için Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi adına söz alan Kocaeli Milletvekili […]
Ülkede yaşayan yabancıların ve özellikle müslümanların sorunlarını hiçe sayan siyasi partiler yerine, Türkler tarafından kurulmuş ve tüm yabancıları sahiplenmiş DENK […]
rdeşlerin hizmet yarışına girmelerine teşkilat olarak büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. BÜYÜK MUTLULUK DUYUYORUZ Mesut Ekrem, şöyle konuştu; 22 yıldır […]
Türkiye’de emeklilik sisteminin çıkmazlarını maddeler halinde sıralayan SGK uzmanı Özgür Erdursun emekli aylığı hesaplama sisteminin değişmesi gerektiğini belirtti. SGK uzmanı […]
Veriye dayalı teknolojiler ile dijital ekonomiyi destekleyen çok sayıda ve çeşitte ürün/hizmet gelişmekte. Kurum tarafından yapılan açıklamada; Ancak […]
07 Kas 2021 0
AK Parti Denizli Milletvekili, TBMM Plan ve...24 Nis 2021 0
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın babası Rüstem Tatar...10 Ara 2020 0
Cumhurbaşkanı Tatar: “Türkiye’nin güçlü...05 Ara 2020 0
—-Birinci Bölümün DEVAMI—-...03 Ara 2020 0
Kıbrıs Gazisi, Emekli Yarbay ve Yazar Atilla Çilingir...07 Mar 2024 0
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Efes Selçuk Belediyesi ve Efes Selçuk Kadın Platformu işbirliğiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Sihirli […]